Bilindiği gibi 10 – 16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası olarak kabul edilmektedir. Engellilik, dünyamızın genel bir sorunu olduğu için, Engelliler Haftası sadece ülkemizde değil, Birleşmiş Milletlere bağlı 150 den fazla ülkede çeşitli farkındalık etkinlikleri düzenlenmektedir.
Engelli vatandaşlarımız söz konusu olduğunda, devletimizin resmi kurumları ve sivil toplum kuruluşları bu vatandaşlarımıza hizmet etmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamaktadırlar. Engellilere hizmet etmek bir gönül işidir. Biz diyoruz ki asıl engelli; karşısına bir zorluk çıktığı zaman hemen pes eden, onu aşmak için mücadele etmeyendir. Engelliler için yaptığımız her hizmetin bir gün kendimize de lazım olabileceğini unutmayalım. Engellileri sahiplendiğimiz sürece onların hayatını engelsiz hale getirebiliriz. Bu ailelerimizi daha iyi anlamak için, birazcık empati yapmamız yeterli olacaktır.
Devlet, çağdaş nitelikleriyle milletin her kesiminin ihtiyaçlarını karşılayarak, ferdi ve toplumu, mutluluk ve güvenle yaşatma görevini üstlenen bir teşkilattır. İnsan haysiyetine yaraşır ve toplumla kaynaşan hayat tarzı, engellilerin en tabii hakkı ve devletin de öncelikli vazifesidir. Devletin, engellilik konusunu eğitim ve organize yönleriyle bir bütün olarak ele alması insan haklarının bir gereğidir. Nitekim Anayasamız ve yasalarımız engellilere ilişkin olarak evrensel değerlerle düzenlemeleri öngörmüş ve Devleti engellilerin sorunlarına yönelik olarak yükümlü kılmıştır.
Engellilerimizin karşılaştıkları sorunların çözülmesi, çağdaş bir toplumda, ayrım yapılmadan, hak ve özgürlüklerden herkesle eşit oranda yararlanması, kültür, sanat ve spor alanlarında ve toplumun diğer bireyleriyle eşit pozisyonda yer alabilmeleri için desteklenmesi yalnızca devletin değil, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun diğer kesimlerinin ortak görevidir. Bu kapsamda engellilere hizmet götüren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem vermeliyiz.
Bu nedenle de istisnasız bütün insanlarımızın sahip olduğu engellilere karşı duyarlılık duygularını, toplumsal bir potaya taşımamız gerekmektedir. Eğitimden sağlığa, iş ve mesleki rehabilitasyondan kültür ve sanata, spor ve kent standartlarının iyileştirilmesine, ulaşımdan psikolojik ve sosyal desteğe, bireysel ve aile danışmanlığı hizmetlerinden gerektiğinde sürekli bakıma kadar, çok ciddi ve çözüm bekleyen sorunların bulunduğu bir gerçektir.
Bu gereklilik ve sosyal hukuk devleti anlayışı ile engellilerin sorunlarını önemseyip, gerekli ve çağdaş hizmet modellerinin geliştirilmesi ve engellinin tüketen değil, üreten ve bağımsız yaşayabilen insanlar haline getirilmesini gerektirmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle engel tanımayan tüm engelli kardeşlerime aileleriyle yaşam boyu sağlıklı ve mutlu yarınlar dilerim.”