İslamiyet’te ve kültürümüzde kutsal mertebeler arasında bilinen şehadetle birlikte gazilik de bu toprakların en temel değeri ve vatan savunmasının özüdür. Ülkemizin her karış toprağında, vatanını bayrağını ve kutsal değerlerini korumak ve savunmak için en güç koşullar altında canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen gazilerimiz, milletimizin medarı iftiharı, vatanseverliğin ve kahramanlığın yaşayan abideleridir.
Milletimiz, tarihin her döneminde tüm zorluklara karşı bağımsız yaşamayı, bağımsızlığını kanı ve canı pahasına korumayı ilke edinmiştir. Bu nedenle gazilerimiz bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, ulusal birliğimizin ve Cumhuriyetimizin onurlu sembolleridir. Bugün, kahraman gazilerimize vefa duygularımızı ifade etmek için önemli bir fırsattır. Ülkemizin her karış toprağına kanlarını akıtarak tarihimize altın sayfalar yazdıran, vatanını ve kutsal saydığı değerleri korumak ve savunmak için en güç koşullar altında canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen gazilerimiz, ülkemizin medarı iftiharı, vatanseverliğin ve kahramanlığın yaşayan abideleridir.
Milletimizin bekası, şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bunun için geleceğimizin teminatı olan gençlerimize, Malazgirt’te, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Güneydoğu Anadolu bölgemiz başta olmak üzere 30 yılı aşkın bir süredir terör örgütlerine karşı ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde de tüm Türkiye’de verilen mücadeleyi iyi anlatmalı, bu aziz vatan uğrunda gösterilen fedakârlığı öğretmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, vatanımız için canlarını hiç düşünmeden feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, hayatta olan gazilik mertebesi ile şereflenmiş gazilerimize de sağlıklı, uzun ömürler diliyorum.