…
06 Şubat 2022, Pazar Burdur,Türkiye

Bakanımız Derya Yanık Kanal 7 Canlı Yayınına Katıldı


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık, Kanal 7 Televizyonu'nda yayınlanan "Başkent Kulisi" programında Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı.

Doğalgaz desteğin ilişkin bilgi veren Bakan Yanık, geçen yıl 1,8 milyon haneye yaklaşık 1,8 milyar liralık kömür desteği sağladıklarını belirtti. Doğal gazda ise 4 milyon hanenin destekten yararlanabilmesine yönelik altyapı çalışmalarını oluşturduklarını kaydeden Yanık, doğalgaz desteğine ilişkin başvuruları şubatın ikinci yarısında alacaklarını, marttan itibaren de ödemeleri yapmaya başlayacaklarını dile getirdi. Bakan Yanık, olabildiği kadar hakkaniyetli ve dengeli bir dağılım olmasını arzu ettiklerini, Türkiye'nin ısıl haritasına göre dağılım yapacaklarını ifade etti.

Bakan Derya Yanık, vatandaşın yaşadığı yere göre yıllık 450 ila 1.150 lira arasında değişen bir ısınma desteği olduğunu ifade ederek, “Ödemelerimizi mart ve ekim aylarında olmak üzere 2 taksitle yapacağız. Bu ödemeleri elektrik ve diğer desteklerden farklı olarak doğrudan doğruya hak sahibinin PTT kartına nakit olarak yatıracağız kendisi faturasını ödemeye gittiğinde orada kullanacak. Doğalgaz desteğiyle alakalı toplamda yıllık 3 milyar lira gibi bir kaynak aktardık. 4 milyon haneye ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.

Anaokulu yardımı başvuruları

Bakan Yanık, sosyal yardımdan faydalanan bazı ailelerin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın anaokullarına ödemesi gereken aylık 50 ile 70 lira arasında değişen ücreti ödemekten kaçındığını, bu nedenle çocuklarını okula göndermediğini tespit ettiklerini söyledi.

Bu anlamda ihtiyaç sahibi bütün ailelerin anaokulu ödemelerini üstlenmeye karar verdiklerini anlatan Yanık, "Yaklaşık 1 milyon çocuğumuzun olduğunu tahmin ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın anaokullarına devam etme kaydıyla sosyal yardım programlarımızdan faydalanan vatandaşlarımızın her bir çocuk için ödemekle yükümlü oldukları tutarları biz ödeyeceğiz. Onlar sadece çocuklarını kaydedecek, biz onların adına doğrudan Milli Eğitim Bakanlığına ödeyeceğiz. Başvuruları da çok yakın zamanda açacağız." diye konuştu.

"Vakfa yapılan bağışlar şartlı bağıştır"

Yanık, şehit yakınları ve gaziler için toplanan fonların kullanımı konusuna hassasiyetle yaklaştıklarını belirterek, muhalefetin bu alanı istismar ettiğini söyledi. Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı'nın bir çatı vakıf olduğunu belirten Yanık, her ne kadar 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kurulmuşsa da sadece 15 Temmuz şehit yakınları ve gazilerine değil, Türkiye'deki bütün şehit yakınlarına ve gazilere yönelik çalışmalar yaptığını dile getirdi.

Bakan Yanık, şunları söyledi:

“Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı, 13 Temmuz 2019 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan bir kararla doğrudan Cumhurbaşkanımız tarafından kuruldu. 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'nda 310 milyon lira toplamışız. İstanbul Beşiktaş'taki terör saldırısı sonrası düzenlenen kampanyada 52 milyon lira toplamışız. Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit ve gazi olan askeri personel için 2 milyon lira kampanyada toplanmış. Bunların her birisi şartlı bağıştır. Vakıfta şartlı bağış şudur; bağışlanan miktarı sadece bağışlanma amacına kullanabilirsiniz. Yani 310 milyon lirayı 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler dışında kimseye kullanma şansım yok. Bu paraların hesaplarını bile ayrı ayrı tutuyoruz. Ödemelerini ayrı ayrı yapıyoruz. Dolayısıyla toplam 364 milyon 308 bin 289 TL toplanan bağış vakfa aktarıldı. Şubat 2022 itibarıyla hak sahiplerine toplam 94 milyon 566 bin lira destek ödemesi vakıf tarafından yapıldı. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz desteklemek için aylık 1.500 lira ödüyoruz. Bugün itibarıyla Vakfın banka hesaplarında toplam 382 milyon 157 bin 147 lira var.”

İstanbul Sözleşmesi

Bakan Yanık, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:

"Şiddet olaylarında 2019'dan bu yana baktığımızda, sayısal anlamda şükürler olsun ki azalma olduğunu görüyoruz. Bunun İstanbul Sözleşmesi, A sözleşmesi, B sözleşmesinden bağımsız, bizim bütün kurumlar olarak samimi biçimde mücadelemizi aralıksız sürdürmemizle ilgisi vardır. İstanbul Sözleşmesi bir çerçeve metni olması itibarıyla, bir irade beyanını ifade etmesi bakımından önemli bir uluslararası metindi. Ama icracı bir metin değildi. Bizim uygulamayı düzenleyen icracı metinlerimizin hepsi, olduğu yerde duruyor. Bizim mücadelemiz de hiç kesintiye uğramaksızın devam ediyor."