Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nde Covid-19 Süreci ve Yaşlılık ve Yaşlılığa Bakış konulu online konferans düzenledi.
Covid-19 Süreci ve Yaşlılık ve Yaşlılığa Bakış konulu online konferans, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Başkanı, Ankara Üniversitesi Yaşlı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK’un danışmanı Prof. Dr. Emine ÖZMETE yöneticiliğinde gerçekleşti. Konferansın açılış konuşmasını Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ yaptı.
Prof. Dr. Emine ÖZMETE konuşmasında “İlk kez 14 Aralık 1990 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan edildi ve 2020’de Birleşmiş Milletler yaşlılar gününde bu vesileyle özel bir dönemden geçtiğimizi belirtiyorum. Hem dünya hem de ülkemiz olarak covid-19 salgını bize çok şey öğretti ve yeni yeni öğretilerde kazandırıyor. Bu süreçte yaşlılarımız özel bir nüfus grubu olarak öne çıktı. Hem dünyada hem ülkemizde sadece sağlık yönüyle değil aynı zamanda sosyal kültürel ve ekonomik boyutları ile yaşamı derinden etkileyen yeni yaşam biçimi oluşturan bir süreçteyiz” diyerek, “Yaşlılarımızın ihtiyaçlarının karşılanması yaşam kalitesinin iyileştirilmesinin tüm boyutları ile bütüncül bir bakış açısı ile ele alınması önemli hale geldiğini” belirtti.
Daha sonra konferans açılış konuşmasını gerçekleştiren Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ, “Bugün tabii Dünya Yaşlılar Günü olması münasebeti ile burada bulunmaktayız. Gönül isterdi ki yüz yüze bir ortamda geniş katılımlı bir program yapalım ama malum süreç Covit 19 Pandemi süreci bize yeni yöntemler öğretti. Pandemi sürecinde emeği geçen daire başkanlarımıza daire başkanlıklarımızda çalışanlara siz değerli hocalarımıza da çok teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımız da aramızda olma arzusu iletmişti ancak bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi açılışı nedeni ile yoğun programından dolayı kendileri katılamadılar, selamlarını sizlere iletmemi istediler.” dedi.
Uzm. Dr. Orhan KOÇ: Bütünleşik Bakım Modeli, Entegre Bakım Modeli ile Bugün Türkiye'de Evde Bakım Hizmetleri Çok Gelişmiş Durumda
Uzm. Dr. Orhan KOÇ, “Tüm dünya olarak yaşlandığımız gerçeği ile karşı karşıyayız. Dünya yaşlanıyorken bütün ülkelerin, gelişmiş ülkelerin temel sorunları birisi yaşlanma. Bütün ülkelerin, 65 yaş emeklilik yaşını revize ettiğini revize etmeye çalıştığını ve çok güçlü ekonomileri olmasına rağmen bunu yapmaya çalıştığını biliyorum. Aslında bazen gündeme geliyor çok büyük yankıları oluyor ama 65 yaşında emeklilik yaşı çok yerinde bir karar. Bu konuda Japonya örneği çok doğru. Bizde de 65 yaş emeklilik yaşı bazen gündeme geliyor, çok büyük tartışmalar yaşanıyor. Emeklilik yaşının 65 olmasının çok doğru bir karar olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Türkiye'de biliyorsunuz özellikle önlenebilir ölümler olarak ifade ettiğimiz yeni doğan ölümü, 5 yaş altındaki çocuk ölümleri, genç yaştaki trafik kazası gibi ölümler ile anne ölümlerinin azaltılmış olmasına dikkat çekerim. Bu başarının tesadüfü olması mümkün değil, bu başarı duble yollarla vesaire gibi çok kalkınma hamleleri ile sağlanmıştır.
Sağlıklı yaşlanma süresinin uzaması hiç şüphesiz ki alınan tedbirleri sosyal politikalarımızı bunun üzerine inşa etmemiz gerektiğinin göstergesi. Bu açıdan baktığımızda Sayın Cumhurbaşkanımız 2019 yılını Yaşlılar Yılı ilan etti. Biz o yıl sizlerin de katılımıyla, 1.Yaşlılık Şurası yaptık. Yaşlılık Şurası sonuç kitabını yayınladık. Bu Yaşlılık Şurasında almış olduğumuz kararlar doğrultusunda dünya örneklerini de inceleyerek, araştırmalar yaptık ve Yaşlılık Vizon Belgesini hazırladık. Evde bakım hizmetleri, evde sağlık hizmetleri olduğundan daha farklı ve bütün kesimleri kapsayacak bütün coğrafyaya yaygın bir şekilde uygulanan, ücret alınmadan kişinin sigortalı olup olmadığına bakılmaksızın, herkese yaşadığı yerde hizmet veren bir sistem. Bu evde sağlık hizmetleri sistemi şu anda gerçekten örnek verilecek ve dünyada eşi nadir bulunan tamamlayıcı bir sistem olarak bakanlığımız tarafından yürütülüyor.”
Konferansa, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Aile Ve Tüketici Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yaşlılık Platformu Başkanı Prof. Dr. Oya HAZER’in konuşması ile devam edildi. Prof. Dr. HAZER, “ Tüm dünyayı etkisi altına alan ve pandemiye yol açan bu virüs en çok yaşlı nüfusu etkiledi. 65 yaş üstü bireylere uygulanan evde kal çağrısı, virüsü bulaştırmamaları açısından değil onları korumak, onlara virüsün bulaşmasını engellemek için, koruma ve önlem almak amacıyla yapılıyor. Bildiğimiz gibi yaşlılık döneminde bir ya da birden fazla kronik hastalıkların olması ek bir Enfeksiyon hastalığı ile baş etmeyi bağışıklık sistemini zorluyor. Bu nedenle özellikle bu dönemde sağlıklı bağımsız bir hayat sürdürebilmeleri her zamankinden çok daha fazla önem arz ediyor. Bu sorunlarla uğraşırken pandemi ile ilgili fiziksel sosyal mesafenin korunması açısından baktığımızda bir takım sorunlar ortaya çıkmaya başladı ve günlük yaşam aktiviteleri etkilenmeye başladı en önemli sonuçları yalnızlık ve kaygı olmaya başladı. Kendilerine ve sevdiklerine enfeksiyon bulaşması kaygısı olabilir, bu süre ilerledikçe de uzatıp canında günlük yaşam aktiviteleri ve sağlıklarını sürdürme konusunda birtakım belirsizlikler ve kaygılar yaşamaya başladılar.” bilgisini aktardı
Konferans, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Meltem GÜLHAN HALİL’in sunumu ile devam etti.
Prof. Dr Meltem GÜLHAN HALİL konuşmasında, “Dünya Yaşlılar gününü kutluyorum. Hekim gözüyle pandemi sürecinde neler yaşadık? Kısaca o süreçte hekimleri karşılaştıkları sorunları anlatacağım. Çok şükür yaşlıların büyük kısmı hastalıklarını ayakta geçirdi. Pandemi süreci başladığında neden alarm olduk? Çünkü salgının başlangıcında yaşlı hasta sayısında artış gözlemlenmişti. Yaşlı hastalara eşlik eden Kuah gibi kronik rahatsızlıklarla birlikte Dünyada ve Türkiye’de en önemli ölüm nedeni olarak bilinen Kardiyovasküler hastalıklar ön plana çıktı. Yaşlı nüfusun enfeksiyona yakalanma riski daha yüksek. ABD Sağlık sektöründe yapılan bir araştırmada genel nüfus oranına kıyasla 65 yaş ve üstü yaşlılarda covid 19’a yakalanma oranı %17 civarında tesbit edilmiş. Genetik bir programla düzenlenen ve organizmayı çevresel faktörlerinde etkisiyle meydana gelen Replikatif Yaşlanma kapsamında İnsan bağışıklık sistemi de etkilenmektedir. İmmünosensesans, doğal yaş ilerlemesinin getirdiği bağışıklık sisteminin kademeli olarak bozulması sürecidir. Yaşlı hastalarda Covid 19 semptomu olarak sadece ateş aranmamalı. Çünkü yaşlıların bağışıklık sisteminin tek göstergesi ateş değildir.” belirlemesinde bulundu.
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yaşlı Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Daire Başkanı Coşgun GÜRBOĞA ise Bakanlığa bağlı resmi huzurevleri hakkında şu bilgileri aktardı:
“Ağustos 2020 itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 155 huzurevinde 12.919 yaşlıya bakım hizmeti verilmekte; bu sayı toplam kapasite olan 15.795’in %81.79’una tekabül etmektedir. 111 kapasiteli 25 yaşamevinde 102 yaşlımız kalmakta; 457 kapasiteli 31 gündüz yaşam merkezimizde ise 382 yaşlımız aktif hizmet almaktadır. Huzurevlerimizin huzurevi biriminde kalmakta olan yaşlılarımızın %22.87’si kadın, %38.40’ı erkek olup, sürekli bakım biriminde bu oranlar sırası ile %21.37 ile %17.35 olarak değişmektedir. Ücretli bakılan yaşlı oranı kadınlarda %32.15 iken erkeklerde %34.72 olarak ifade edilmekte; bu oranlar ücretsiz bakılan yaşlılar için sırasıyla %12.09 ve %21.04 olarak değişim göstermektedir. Huzurevlerimizde kalmakta olan yaşlılarımızın %37.64’ünü 75-84 yaş aralığı oluşturmakta, bu oranı %17.24 ile 70-74 yaş; %17.22 ile 85-89 yaş aralığındaki yaşlılarımız takip etmektedir. Genel itibarıyla huzurevlerimizde bakım hizmeti almakta olan yaşlılarımız ileri yaşlılık grubunda yer almakta olup, çoğunlukla bakımını aile bireylerinin üstlenemeyeceği durumda olmaktadır. Huzurevlerimizde kalmakta olan yaşlılarımızın kronik rahatsızlıklarına bakıldığındaysa en yüksek oranı %27.51 ile kalp/damar rahatsızlığı olan yaşlılarımız oluşturmakta, bunu %25.05 ile demans/Alzheimer takip etmektedir. Kronik rahatsızlıkları tetikleyebilecek zararlı alışkanlıklara bakıldığında ise %15.25’lik bir oranla sigara içen yaşlılar karşımıza çıkmaktadır. Yatağa tam bağımlı yaşlılarımızın huzurevlerimizde kalmakta olan yaşlılarımız içinde kapsadığı oran %12.72’dir.”
Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Temsilcisi Prof. Dr. Toker ERGÜDER: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Virüsle İlgili Yapmış Olduğu Çalışma Tüm Dünya Tarafından Takdir Topladı
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere söz alan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Temsilcisi Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Toker ERGÜDER, “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü 1990’dan beri yaklaşık 30 yıldır kutluyoruz bu sahada bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. 1950'lerden günümüze kadar yaşam süresinin 68lere çıkması, günümüzde bu ortalamanın 73lere çıkması, yaşlı nüfusa yapılan hizmetlerin önemini gösteriyor. Covit 19 ile ilgili, Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün virüsle ilgili yapmış olduğu çalışmanın tüm dünya tarafından takdir toplamış olmasının altını çizmek istiyorum. Türkiye yaşlı nüfusu ve kronik hastalıkları hastaları çok iyi korudu yaşlı nüfusa ve kronik hastalara yapılan müdahaleler Türkiye'de ölüm oranının çok azalttı, mortalite oranının yüzde dörtlerde kalması diğer ülkelerle kıyaslandığında çok önemli bir başarıdır. Sürekli test yapılması karantina çalışması ve hizmet verenlerin vardiya sistemi ile çalışması önemli hususlardır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bünyesinde oluşturulan sosyal vefa gruplarının yaşlıların evlerine gidip ihtiyaçlarını karşılamaları ilaçlarını götürmeleri aynı zamanda ilaç raporlarının uzatılması bunlar artı olarak yazılması gereken hususlar. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilciliği olarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yapmış olduğu çalışmaları asla daha az önemsemiyoruz" açıklamasında bulundu.
Konferansın son konuşmacısı Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz CAN, “Salgın döneminde bazı pozitif çıkarımlarla daha çok güçlendik, bunun bir sınav olduğunu düşünüyorum. Yaşlılarla ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı olarak daha entegre daha güçlü çalışmalar yapmayı öğrendik. Bu hizmet grubunda bize en çok zorlayan demans ve alzheimer grubu olduğunu düşünüyorum. Ben her platformda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bünyesinde bulunan huzurevlerindeki başarısını hep takdir ile anıyorum, bizim uygulamalarımızın gerçekten rehber olma özellikleri içerdiğini düşünüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi. Konferans, konuşmacı ve katılımcıların, karşılıklı soru cevapları ve yönetici Prof. Dr. Emine ÖZMETE’nin genel değerlendirmesi ile tamamlandı.