…
…
…
…
…
08 Ekim 2021, Cuma Ankara, TÜRKİYE

3. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi’nde Konuşan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ: Erişilebilirlik Kavramı Acil, Afet ve Panik Anlarındaki Süreçleri Dikkate Alacak Şekilde En Baştan Tasarlanmalıdır


3. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi 5- 7 Ekim tarihleri arasında Ankara’da AFAD Kampüsünde yüz yüze ve çevrim içi formatında düzenlendi.

3. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi Afet Risk Azaltma Modelinde Toplum Farkındalığının Artırılması / Awareness of Community in Disaster Risk Reduction başlıklı oturumda konuşan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ, Erişilebilirlik kavramı acil, afet ve panik anlarındaki süreçleri dikkate alacak şekilde en baştan tasarlanmalıdır dedi.
Tabi afet ve acil durumlarda sadece engelliler değil aslında herkes ama herkes erişilebilirliğe ihtiyaç duymaktadır
Konuşmasında son günlerde tüm dünyada ve ülkemizde yaşadığımız deprem, sel, salgın, yangın gibi durumlar, afet ve acil durumlarında her zaman hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Uzm. Dr. Orhan KOÇ; “Bakanlığımız afet ve acil durumlarda psikososyal destek hizmetleri ve sosyal yardımların koordinasyonunda sorumluluklarını yerine getirmektedir.” dedi.
Uzm. Dr. KOÇ; özel gereksinimli bireyler göz önünde bulundurulduğunda, afet ve acil durum yönetimi sürecinin çok dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade ederek, Bu kapsamda, yetersizlik türlerine göre güvenlik becerilerinin öğretiminde kullanılabilecek uygulamalar ile evde, okulda, iş yerinde ve diğer toplumsal ortamlarda güvenlik becerilerini öğrenmeye ilişkin materyaller ile düzenli eğitimler verilerek geliştirileceğine değindi.
Engelsiz Afet Eğitimi Projesi de bireylerin güvenlik becerilerinin geliştirilmesine hizmet edeceğini vurgulayan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ; doğal afet ve acil durumlarda sadece engelliler değil aslında herkes ama herkes erişilebilirliğe ihtiyaç duyulduğunu, günümüzde çok katlı binalarda herhangi bir afet ve acil durumda örneğin bir yangın anında panik havası oluştuğunda herkesin erişilebilirlik konusunun ne kadar önemli olduğunu müşahede ettiğini çünkü tahliye süreçlerinin herkes için büyük bir sorun haline gelebildiğini, bu açıdan bakıldığında özellikle planlama aşamasında evrensel tasarım felsefesiyle herkes için erişilebilirlik kavramının acil, afet ve panik anlarındaki süreçleri de dikkate alacak şekilde en baştan tasarlanması gerektiğinin altını çizdi.
Bakanlık olarak 2005 yılında yürürlüğe giren Engelliler Hakkında Kanun ve alt düzenlemeleriyle Türkiye’de 1.500 maddelik engelliler hukukunu oluşturulduğunu, Kanun ile kamu kullanımına açık binaların; kaldırım, yaya geçidi, park gibi açık alanların, toplu taşıma araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirildiğini, uygulamaların kullanılabilir şekilde yapılmasını sağlamak için ulusal standartlarımızı Türk Standartları Enstitüsü (TSE) iş birliğinde belirlendiğini, bugün bina, açık alan, toplu taşıma sistemleri, hissedilebilir yüzey, asansörler, zemin kayganlığının ölçülmesi gibi ilgili her konuda erişilebilirlik standartlarının tamamladığını ifade etti.
2013 yılında Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Sistemini kurduk.
Uzm. Dr. Orhan KOÇ konuşmasını; “Denetleme için valilikler bünyesinde kurulan ve kamu kurumu görevlilerinin yanında engelli STK temsilcilerinin de bulunduğu komisyonları oluşturduk. Denetimleri başlatarak, belediyelerin ve kurumların harekete geçmelerini sağladık. 2013 yılında Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Formlarını denetleme komisyonlarının kullanımı için hazırladık. 2012-2016 yılları arasında yürüttüğümüz “Erişilebilirlik Destek Projeleri” ile okul, hükümet konağı, hastane, kaldırım, durak, kavşak, park ve oyun alanlarında pilot uygulamalar yaptık. Bütçe ve teknik bilgi desteğimiz ile gerçekleştirilen uygulamalarla yerel yönetimler düzeyinde erişilebilirliği yaygınlaştırdık. Bu alanda çalışan tüm paydaşların geniş katılımı ile 2030 Engelsiz Vizyon Belgemizi hazırladık. Engelli Hakları Eylem Planı hazırlıklarına devam etmekteyiz.
Bakanlığımızın Alo 183 çağrı hattında işaret dili desteği ile başvuru alıyor, bilgilendirme hizmeti sunuyoruz.
2018 yılında erişilebilirlik ile ilgili harcamalar için özel bir bütçe kodu açılarak kamu kurumlarınca kullanılmaya başlanmasını sağladık. Ayrıca, Bakanlığımızca tüm Bakanlıklara ve ilgili kurumlara her yıl bütçe hazırlık döneminde “Erişilebilirlik Ödeneğine Yer Verilmesi" konulu hatırlatma yazılarını gönderiyoruz.
Erişilebilirlik eğitimlerini yönetici ve teknik personel düzeyinde kurum ve kuruluşların bilişim görevlileri de dahil olmak üzere mimar ve mühendislere yönelik olarak sürdürdük. 2011 yılından bu yana toplam 15 bin 582 kişiye eğitim verilmiştir. Eğitim çalışmalarımız sürdürülmektedir.
2017 ve 2019 yıllarında İmar Mevzuatı’nda tasarımcılar, ruhsat veren belediyeler ve yapı denetimini yürüten kuruluşlarca erişilebilirlik standartlarının uygulanması için uyulması gereken önemli düzenlemeleri yayımladık. Bakanlık olarak yürüttüğümüz erişilebilirlik çalışmalarımıza en büyük destek geçtiğimiz yıl Devletimizin en üst kademesinden geldi. Erişilebilirlik alanında uygulamalara hız verilmesi, bu alanda fiziksel, dijital ve zihinsel dönüşümün sağlanması ve erişilebilirlik kültürünün oluşturulması için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından 2020 yılı “Erişilebilirlik Yılı” ilan edildi.
Biz de 2020 Erişilebilirlik Yılında alana katkı sağlayacak çalışmalarımızı hızlandırdık.
İletişim başlığı altında Türk İşaret Diline giriş niteliğindeki eğitici videoları öğrenci ve öğretmenlere yönelik hazırladık. İşitme engellilerin erişilebilirlik açısından en önemli ihtiyacı olan işaret dili ile iletişim sağlamalarına dikkat çekilmesi amacıyla hazırlanan bu videolar Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde, uzaktan eğitim programı içinde yayınlandı. Bilgi ve bilinç düzeyinin artırılması kapsamında mimar ve mühendislerin tasarımın ilk aşamasından son aşamasına kadar başvurabileceği, açıklayıcı metinlerin yanı sıra mimari çizimlerin üç boyutlu görseller ile desteklendiği, aynı zamanda akademisyenler için kaynak niteliğindeki Erişilebilirlik Kılavuzunu yayınladık. Söz konusu Kılavuz kapsamında erişilebilirliği açıklamak için 136 plan, 73 perspektif ile 108 kesit ve görünüş hazırlandı.
Yine teknik alan mensuplarının faydalanması amacıyla Erişilebilirlik Kılavuzu baz alınarak kurgulanan, adım adım yapılması gerekenleri görsel olarak açıklayan ve erişilebilir mekânların simülasyonu niteliğindeki “Erişilebilirlik Animasyonu”nu hazırladık.
Erişilebilirlik Yılı’ndaki bir diğer önemli çalışmamız, binaların erişilebilir hale getirilmesi için özdeğerlendirme yapma imkânı sağlayan Erişilebilirlik Değerlendirme Modülü –ERDEM’i hayata geçirdik. Bakanlık web sayfamız üzerinden isteyen herkesin kolayca bir binanın erişilebilir hale getirilmesi için yapılması gerekenleri rapor olarak temin etmesini sağladık. Tüm toplumsal kesimleri sürece dâhil etmek amacıyla 2020 Erişilebilirlik Yılı’nda ilk defa “Erişilebilirlik Ödülleri” verilmesine karar verdik. Erişilebilirlik Ödülleri ile alanda çalışmalar yapan kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ile gerçek kişilerin; engellilerin sosyal ve ekonomik hayata katılımına ve kamu hizmetlerinden yararlanmalarına katkı sağlayan proje, uygulama ve hizmetlerini kamuoyuna duyurmak; erişilebilirlik alanında çalışmaların artırılmasını teşvik etmeyi amaçladık.
Oldukça geniş bir hizmet alanına sahip erişilebilirlik konusunda kapsayıcı bir planlama yaparak, ödüllerin başvurularını erişilebilirliği her boyutu ile ele alan 9 kategoride aldık. Büyük ilgi gören duyurumuz için 1075 başvuru yapıldı. Jüri değerlendirmesinin yanında “söz sizde” diyerek düzenlediğimiz “Halk Oylaması” da büyük ilgi gördü ve çeyrek milyon (249.473) oy kullanıldı.
2021 yılında da erişilebilirlik çalışmalarımıza tüm hızıyla devam ediyoruz.
“Erişilebilirlik Atölyeleri” konseptiyle farkındalık oluşturmak, bilgi ve bilinç düzeyini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Atölyelerde “Kaldırımlar” çalışmamızı belediyelerle yürütüyoruz ve ilk etabını tamamladık. Eylül ayından itibaren ikinci etapta il ve ilçe belediyeleri ile çalışmayı sürdüreceğiz. Bu kapsamda bugüne kadar 25 atölyeye belediyenin kaldırım yapım ve onarım işlerinde çalışan 637 mimar, mühendis ve tekniker ile yönetici katılım sağladı.
“Erişilebilirlik Atölyeleri”nin ikinci çalışması ise “Web İçeriği Erişilebilirlik Eğitimi Serisi” oldu. Kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve belediyelere yönelik web sayfalarının erişilebilirliği eğitimlerine başladık.
Bilgiye erişim konusunda kabul görmüş “Pandemi Sürecinde Engelsiz Dijitalleşme” başlıklı çalıştayı, TAIEX Projesi olarak kısa bir süre sonra düzenleyeceğiz. Bu yıl erişilebilirlik alanında büyük önem atfettiğimiz çalışma konularından biri de “engelliler için acil durum ve tahliye planı ile sistemlerinin erişilebilirliği” olmuştur. Erişilebilirlik olmazsa acil durum olduğu bilgisinin verilmesinden, acil durum yaşanan yerin tahliye edilebilmesinden ve sonrasındaki gerekli uygun idame koşullarının sağlanmasından bahsedilemez.
Örneğin; acil durumlarla ilgili uyarıların işitme yetersizliği olan bireylerin fark edebileceği ve anlayabileceği şekilde oluşturulması gerekmektedir. Nitekim, çoğu zaman acil durumlarda bireyleri uyaran alarm sistemlerinin veya talimatların sesli olarak sunulduğu görülmektedir. Ancak, işitme yetersizliği olan bireylerin de tehlikenin farkında olabilmesi için hem sesli hem de ışıklı alarm sistemleri kullanılmalıdır. Ayrıca, kısmen duyan bireyler için de sesli alarmların yeterli düzeyde ses çıkarması için ilgili standartlara uyması gereklidir. Benzer biçimde, acil çıkışa giden yol için bireyi yönlendiren hem ışıklı hem de sesli yönlendirmeler bulunmalıdır.
İşitme yetersizliği olan bireyler görme yetilerinden yararlanabildikleri için acil durumlarda onları yönlendirebilecek görsel, basit tabela ve resimli işaretlerinden rahatlıkla yararlanılabilir. Ancak, tatbikatlar ve acil durum planlamaları sırasında bu görsellerin anlamları üzerinde durmak ve bunları tekrar etmek acil bir durumda ve panik hâlinde bireyin bu görselleri kolayca hatırlamasını sağlayacaktır. İşitme yetersizliği olan bireyin acil durum ve afet hâlinde çevresindekilerle nasıl iletişim kuracağı önceden planlanmalıdır. Bunun için her zaman kullandığı bir iletişim cihazı (ses yükseltici cihaz, sözcük tahtası, yapay yutak) varsa bu cihazları her zaman yakınında ve kolay ulaşılabilir bir yerde tutması önemlidir. Bu cihazlar yanında olmadığında kurtarma ekibi ya da yetkililerle nasıl iletişim kuracağını, konuşma güçlüğü varsa kendisiyle ilgili vereceği bilgileri nasıl aktaracağını planlaması (kağıtlarda notlar, kalem-kâğıt, mesaj panosu, anahtar sözcükler vb.) gereklidir.
Örneğin; işaret dili ile iletişim kuran bir bireyin acil durumlarda yardım alması gereken kişilerin işaret dili bilmemesi olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında, engellilerin ikamet ettiği, çalıştığı veya ziyaret ettiği binaların ve diğer kentsel alanların acil durum yönetim planlarında erişilebilirlik sağlanmalıdır. Bu kapsamda acil durum sırasında kullanıcılara bilgilendirme ve uyarının nasıl yapılacağı belirlenerek gerekli teknik tedbirler alınmalıdır. Diğer yandan güvenli tahliye için özel önlemler ile yaşam güvenliği sağlanmalıdır.
Bu yıl Haziran ayında Cumhurbaşkanlığı IV. 180 Günlük Eylem Planı kapsamında “Uluslararası Katılımlı Acil Durum ve Tahliye Planı İle Sistemlerinin Erişilebilirliği Çalıştayı”nı kamu kurumları, üniversiteler, belediyeler, STK’lar ve yurtdışından uzmanların katılımıyla gerçekleştirdik. Çalıştay’da Türkiye’deki mevcut durum sunumlarının yanı sıra yabancı uzmanların sunumları ile ABD, Japonya, İspanya, Almanya, İtalya ve Çekya olmak üzere altı (6) farklı ülkeden yedi (7) örnek uygulama bizlere anlatıldı. Çalıştayımız konu ile ilgili uzun vadeli çalışmamızın ilk aşamasını oluşturmakla birlikte Çalıştay sonucu elde ettiğimiz bulgular ile mevcut durum tespitini tamamlayacağız.
Ayrıca ikinci aşaması olan "Acil Durum Erişilebilirliği: Paydaşlarla Standart Ölçütlerinin Geliştirilmesi Çalıştayı"nı yılsonuna kadar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu Çalıştay ile kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere tüm tarafların uygulaması gereken acil durum ve tahliye planı ile sistemlerinin erişilebilirliğine yönelik standart ölçütlerinin belirlenmesini hedeflemekteyiz.
Diğer yandan, “Engelli ve Yaşlı Alanında Uzun Dönemli Bakım Hizmeti Sunan Kuruluşlarda Afet ve Acil Durum Planı Geliştirilmesi” amacıyla çalışmalarımıza başladık. Bu çalışma, başta AFAD olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerimizin desteği ile gerçekleştireceğiz. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan, insan odaklı ve hak temelli politikalarla vatandaşlarımızın önündeki hukuki, sosyal ve fiziki engelleri kaldırmaya devam edeceğiz. Erişilebilir Türkiye, Engelsiz Yaşam İçin Biz Buradayız! Çünkü Erişilebilirlik Herkes İçindir! Projenin hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyorum.” diyerek tamamladı.