Bakanımız Sayın Derya Yanık Sarıkamış Şehitlerini Anma Töreni'ne Katıldı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Yanık, "Esir olmayı kabul etmeyen bu milletin kahramanlık destanları, her türlü tehdide karşı bize direnme gücü verecek ve bizden sonraki nesillere müthiş bir ilham kaynağı olacaktır." dedi
Kars'ın Sarıkamış ilçesinde, Sarıkamış Harekatı'nın 107. yılı anma etkinlikleri çerçevesinde yürüyüş düzenlendi.
Türkiye'nin birçok ilinden ve yurt dışından genç, yaşlı çok sayıda vatandaş, sabahın erken saatlerinde "Şühedanın İzinde" temasıyla düzenlenen anma etkinliğine katılmak üzere, Sarıkamış ilçesinin Soğanlı ve Allahuekber Dağları arasındaki Kızılçubuk Zirvesi'nde bir araya geldi.
Anma programına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanık, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar ve il protokolü de katıldı.
Ellerinde Türk bayrakları bulunan binlerce kişi şehitler için dua ettikten sonra Ay-Yıldızlı Tören Alanı'na yürüdü.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanık, yürüyüş sonrası Ay-Yıldızlı Tören Alanı'nda düzenlenen anma programında yaptığı konuşmada, Sarıkamış Harekatı döneminde düşmanla savaşmak için binlerce gencin askere çağrıldığını hatırlattı.
Ecdadın şehadete yürüdüğü harekattan bahseden Yanık, "Bundan tam 107 yıl önce Allahuekber Dağları'nı örten kara kış, yüzlerce vatan evladını bağrına aldı. 1. Dünya Savaşı denilen bir keşmekeşin içinde birden fazla cephede bağımsızlık savaşı veriyorduk. O yılın ağustos ayında seferberlik ilan edilmiş, binlerce gencimiz askere çağrılmıştı. Bu çağrıya kulak veren vatan sevdalısı Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez binlerce gencimiz vardı, sayı çoktu ama mühimmatımız az, teçhizatımız yetersizdi." dedi.
Yanık, destek için gelen gemilerin ise Zonguldak'ta batırıldığını belirterek, bu nedenle Sarıkamış'ta düşmanla çarpışan askerlerin yazlık kıyafetlerle mücadelesini sürdürdüğünü anımsattı.
"Düşmana karşı yürürken bir an tereddüt etmediler"
Vatan toprağını korumak için yola çıkanların, sıla hasretini ve aile özlemlerini bir kenara bıraktığını ifade eden Yanık, şunları kaydetti:
"Destek için üç gemi İstanbul'dan yola çıktı. Askerlerimize, Trabzon Limanı'na mevsime uygun elbise getirecekti. O üç gemi Zonguldak açıklarında batırıldılar. Maalesef ne teçhizat gelebildi ne mühimmat. Henüz Yemen'den yeni dönmüş nice yiğit gencimiz, hiçbir mazeret tanımadan yazlık elbiselerle şu arkada gördüğünüz dağlara geldiler. Bu sarp dağlara, sevdikleriyle özlem gidermeden, sıla hasretiyle dolu kalpleriyle çıktılar. Soğuğa ve düşmana karşı yürürken bir an tereddüt etmediler. Bu güneşli havada, bir bahar havasında bu kadar kalın kıyafetlerle eğer durabiliyorsak, bundan 107 yıl önce kara kış şartlarında o tipide, o gençler askerlerimiz, Mehmetçiklerimiz buralarda nasıl vatan müdafaası yaptı? Sadece küçücük bir kıyaslama bile o gün ki şartların ne kadar zor, ne kadar çetin olduğunu bize aslında ifade ediyor."
Kara kışta engel tanımadan düşman üzerine yürüyen gençlerin, mukaddes vatan toprağını korumayı hedeflediğini vurgulayan Yanık, bu hedefin onları motive ettiğini dile getirdi.
Ecdadın, vatan toprağına uzanan elleri kırmayı amaçladığını aktaran Yanık, "22 Aralık'ta harekete geçen askerimiz, yollarını kesen kar ve tipiye rağmen göğüs göğüse çarpışmaktan hiç vazgeçmedi. Soğuk hava nefeslerini keserken, yılmadılar. Bu dağlarda bembeyaz bir destan yazdılar. Her yıl aralık ayında Allahuekber Dağları'nda buzdan abideler haline gelen binlerce yiğidimiz için sönmez bir ateş içimizi yakar. Soğuk belki de ilk defa bu kadar yakıcı olmuştur." ifadelerini kullandı.
"Aydınlık gelecek, ecdadını hakkıyla yad edenlerin olacaktır"
Yanık, gençlerin ecdadın kahramanlıklarını iyi bilmesi gerektiğini vurgulayarak, Sarıkamış, Çanakkale, Dumlupınar, Sakarya, Kurtuluş Mücadelesi ile FETÖ'nün hain 15 Temmuz darbe girişiminde verilen mücadelenin önemine işaret etti.
Sarıkamış'ta anma etkinliklerine katılanların, gelecek nesillere ecdadın verdiği özgürlük mücadelesini anlatmasını isteyen Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nitekim her durumda, her şartta, her zaman bunu ortaya koyduk, koyuyoruz. Özellikle buradaki havayı soluyan bizler, geçmişten geleceğe yürüdüğümüz bu yolların anlattığı özgürlük mücadelesini, gelecek nesillere aktarmayı bir görev biliyoruz. Esir olmayı kabul etmeyen bu milletin kahramanlık destanları, her türlü tehdide karşı bize direnme gücü verecek ve bizden sonraki nesillere müthiş bir ilham kaynağı olacaktır. Bir milletin en büyük gücü, geleceğini inşa ederken geçmişe bağlı olmaktır. Tarihimiz bize yol gösterir, nereden gelip nereye gittiğimizi gösterir, milletçe kenetleyen, birlik beraberliğimizi pekiştiren ilkeleri hatırlatır. Ben inanıyorum ki aydınlık gelecek, ecdadını hakkıyla yad edenlerin, o izleri kaybetmeyenlerin olacaktır."