Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, salgın sürecinde ebeveynler ve kuruluşlarda çocuk bakımından sorumlu personel için rehber hazırladı.
Bakanlık, COVID-19 salgınının insanlar üzerinde oluşturduğu hayati tehlike ve beraberinde getirdiği korku, kaygı gibi sorunlarla baş etmek için kaynak olma özelliği taşıyan yeni bir rehber daha hazırladı. Kuruluşlardaki çocukların salgından korunması için hazırlanan, neler yapılacağına dair bilgilerin yer aldığı rehber ile Bakanlık, salgın dönemini iyi şekilde yönetmeyi amaçlarken; ebeveyn ve çocuk bakımından sorumlu kişileri de bilgilendirmeyi hedefliyor.
Fiziksel ve Psikolojik Sağlığın Korunmasına Yönelik Alınması Gereken Önlemler Anlatılıyor
Hazırlanan rehberde öncelikle, doğru kaynaktan bilgi edinmenin önemine dikkat çekiliyor. Psikososyal ihtiyaçların tespiti, bu tespitler doğrultusunda hayata geçirilmesi uygun görülen çözüm önerilerinin belirlenmesi ve uygulanacak yöntemler konusundaki yol haritası anlatılıyor. Fiziksel ve psikolojik sağlığın korunmasına yönelik alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı rehberde; beslenmeden, fiziksel aktiviteye kadar izlenmesi gereken adımlar yer alıyor.
Çocuklar Ailelerinin Kaygılarından Doğrudan Etkilenir
Rehberde, farklı yaş grubundaki çocuk ve gençlerin bu süreçte kaygı ya da diğer psikososyal durumlara verebileceği tepkilere ilişkin uzmanların değerlendirmesi de bulunuyor. İki yaşından küçük çocukların, ailelerinin ya da çocuk bakımından sorumlu personelin kaygılarından doğrudan etkilendiğine dikkat çekilerek, bu nedenle bebeklerin normalden daha fazla ağlayabileceği, kucakta tutulmak ve daha fazla sarılmak isteyebileceği hatırlatılıyor.
Yaşlara Göre Çocuklarda Farklı Davranışlar Görülebilir
Kaygıların, kreş dönemindeki 3 ila 6 yaş arası çocukların davranışlarında daha küçük yaşlara dönme eğilimi görülebileceği; çocukların tuvalet kazaları, yatak ıslatma, ebeveynlerinden veya bakım verenlerden ayrılmaktan korkma gibi davranışlar sergileyebileceği belirtiliyor. 7 ile 10 yaş arasındaki çocukların birbirleri ile olan iletişimden elde ettikleri bilgileri yanlış yorumlayabilecekleri, buna bağlı olarak da üzüntü, öfke ve kaygı gibi davranışlar sergileyebilecekleri kaydediliyor.
Ergen dönemdeki çocukların da ele alındığı rehberde; bu dönemin dinamiklerine dikkat çekilerek, çocuklarda içe kapanma, arkadaşlarıyla iletişim kurmakta isteksizlik ve tartışmaya hazır bir ruh halinin olası olduğu belirtiliyor.
Yetişkinlere Öneriler
Rehberde, ebeveynlerin ve çocuk bakımından sorumlu personelin bu durumlar karşısında izleyeceği yöntemler hakkında bilgiler veriliyor. Çocukların stresle baş etmesinde yetişkinlerin onları dinlemesi ve duygularını kabul etmesinin önemli olduğu hatırlatılarak etkili iletişimin ve çocukları doğrudan bilgilendirmenin gerekliliği vurgulanıyor.
Denetimli Medya Kullanımı, Süreci Yönetmede Önleyici Bir Tedbir
Rehberde, yetişkinler gibi çocuklar ve gençlerin de, salgına ilişkin haberlere çok fazla maruz kalmaları halinde kaygı düzeylerinin yükseleceği ve medya kullanımını sınırlamanın süreci yönetmede önleyici bir tedbir olacağı ifade ediliyor. Çocuklara zaman ayırmanın ne denli önemli olduğunun anlatıldığı rehberde, birlikte yapılacak aktivitelerin çocukların psikosoyal ve fiziksel gelişimleri için sağlayacağı yararlar sıralanıyor. Meslek elamanları tarafından hazırlanan, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün web sayfasında yer alan (https://www.ailevecalisma.gov.tr/chgm/sayfalar/cocuklar-icin-koronavirus-bilgilendirmesi/ ) rehberde, önerilerin bazıları şöyle:
* Salgın gibi kitlesel etkiye sebep olan hadiselerde çocuklarınızın gündemle ilgili konuşmalarına ve soru sormalarına izin vererek, duygularını açıklamalarına fırsat verin.
* Yaş ve gelişim dönemlerini dikkate alarak, çocuklarınızın duygularını resim çizerek, yazı yazarak ya da oyun oynayarak ifade etmesini sağlayın.
* Çocuklarınızla kurulan iletişimde ‘ben’ dili kullanın.
* Çocuklar ebeveynlerinden gördükleri tepkileri içselleştirirler. Siz, var olan durum sakin ve güvenle ele alırsanız, çocuklar için güvenli bir şekilde hareket edecek destek mekanizmaları oluşturabilirsiniz.
* Stresli durumlarla baş edebilmek için sosyal destek almalısınız. Bu süreçte sosyal mesafe kuralına uyarak güvendiğiniz kişilerle; aile üyeleriniz, iş arkadaşlarınız ya da eski arkadaşlarınızla telefonla, görüntülü görüşmelerle veya sosyal medya aracılığıyla iletişiminizi sürdürün.
* Fiziksel uzaklık, sosyal olarak bağlantısız veya izole kalmamız gerektiği anlamına gelmez. Fiziksel mesafelere karşın, duygusal ve sosyal açıdan bağlantıda kalmanın yollarını öğrenin.
* Aile olarak aktif olmak ve iletişimde kalmak için yapılabilecek aktiviteleri hayata geçirin.
* Okuma, yazma, oyun oynama, çapraz bulmaca, sudoku, çizim veya boyama gibi size uygun aktiviteler zihinsel olarak sizi aktif tutar.
* Kendinizi ve çevrenizdekilerin sağlığını korumak için sosyal mesafeye dikkat ederek günde bir kez dışarıda egzersiz yapın.
* Normalde hoşunuza giden şeyleri evde kalmanız nedeniyle yapamıyorsanız, bunları ev ortamına nasıl adapte edebileceğinizi düşünmeye çalışın veya yeni bir şeyler deneyin.
* Çocukların ve gençlerin stresle başa çıkabilmeleri için onları dinleyin, Soru sormalarına izin verin.
* Uzun süre dış dünya ile iletişimini koparmak zorunda kalan çocuklar psikososyal desteğe ihtiyaç duyabilir. Çeşitli uygulamalar aracılığıyla çocuklarınızın arkadaşlarıyla çevrimiçi ortamda grup görüşmeleri organize edin.
* Çocuklara her şeyin yolunda olduğunu söyleyerek duygularını reddetmek yerine tüm endişelerini ve sorularını onlarla birlikte gözden geçirin.
Bakanlık, daha önce de Covid-19 önlemleri kapsamında ailelere ve çocuklara evde yapabilecekleri etkinlik önerileri ile bakım kuruluşları, evlat edinme ve koruyucu aile hizmetlerinde, salgınla mücadele kapsamında alınacak tedbirlere yönelik rehberler hazırlamıştı.