Emine Erdoğan Hanımefendi Ve Bakanımız Derya Yanık, “Küresel Krizler: Pandemi, Yaşlılar Ve Dayanışma” Konferansında Yaşlılarla Bir Araya Geldi
Emine Erdoğan Hanımefendi Ve Bakanımız Sayın Derya Yanık, “Küresel Krizler: Pandemi, Yaşlılar Ve Dayanışma” Konferansında Yaşlılarla Bir Araya Geldi
Emine Erdoğan, bugün dünyada, gittikçe yalnızlaşan ve adeta tecrit halinde yaşayan yaşlı bir nüfus olduğuna dikkati çekerek, "Yaşlılık bizde tedavülden kalkmak değil, hürmet makamına oturmak demektir." dedi.
Emine Erdoğan Hanımefendi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezince (YAŞAM) Rektörlük Senato Salonu'nda gerçekleştirilen, "Küresel Krizler: Pandemi, Yaşlılar ve Dayanışma Konferansı'nda yaşlılarla bir araya geldi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgınında yaşlılığın ele alınıyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Ankara Üniversitesine ev sahipliği için, Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezine de bu konuyu ele aldığı için teşekkür etti.
Kovid-19 salgınının bu yüzyıla damgasını vuran insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün 1 Ekim itibarıyla, salgından etkilenen insan sayısının 233 milyona ulaştığını bildirdiğini anımsattı.
Salgından her ülke, toplum ve bireyin farklı şekillerde etkilendiğine işaret eden Erdoğan, "Ancak yaşlılar, kendilerine özgü çok boyutlu sorunlar nedeniyle salgından sarsıcı biçimde etkilendiler. Yaşlılık dönemindeki insanların bedensel, psikolojik, iç içe geçen pek çok sorunla karşılaştığını biliyoruz. En başta kronik hastalıklara yatkın olmalarıyla yüksek risk altındalar. Dünyanın hemen her yerinde yaşlıların bir arada yaşadığı toplu yaşam alanları, büyük kayıpların yaşandığı yerler oldu." diye konuştu.
"Huzurevlerinde Kovid-19'dan kaynaklı ölüm oranı yüzde 4'ün altında"
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere salgından etkilenen ülkelerde, Kovid-19 nedeniyle huzurevinde hayatını kaybedenlerin toplam ölümlerin yüzde 34 ila 81'ini oluşturduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemizde ise son derece farklı bir tablo var. Huzurevlerinde Kovid-19'dan kaynaklı ölüm oranı yüzde 4'ün altında kaldı. Aile Bakanlığımız, ülkemizde Kovid-19 vakası görülmeden önce, salgın dünya gündemine düşer düşmez çalışmalara başladı. Hem koruyucu hem de önleyici tedbirler yürürlüğe koydu. Ekipman temininden, eğitimlere, sürekli sağlık taramasından hijyen tedbirlerine kadar, titiz bir çalışma yürütüldü. Aşı uygulaması başlar başlamaz, Sağlık Bakanlığımız, huzurevi sakinlerini en öncelikli grup olarak tanımladı. Dünyanın başka yerlerinde ise maalesef yaşlıların kaderine terk edildiğini gördük. Ülkemizde hiçbir ayrım gözetmeden tüm nüfus gruplarına yönelik geliştirilen politikalarla büyük başarı sağlandı. Aile Bakanlığımıza, Sağlık Bakanlığımıza ve emeği geçen tüm kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Kırılgan grupların dışlanmadığı, bilakis öncelik haline getirildiği bu insani yaklaşımın, kriz yönetiminde tüm dünya için bir ders niteliğinde olduğuna inanıyorum."
Emine Erdoğan, yaşananların, tüm olumsuzluklara rağmen yaşlılık döneminin yeniden ele alınması ve ihtiyaçların belirlenmesi için büyük bir fırsat sunduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletlerin 2050'de dünya genelinde, her 6 kişiden 1'inin yaşlı olacağını öngördüğünü anlatan Emine Erdoğan, "Yaşlı nüfusun artması ülkemizin de gerçeği. TÜİK verilerine göre, 2015'te yüzde 8,2 olan yaşlı nüfusumuz, 2020 yılında yüzde 9,5 oldu. Dolayısıyla, yaşlı nüfusa yönelik doğru politikaların belirlenmesi ve hizmet çeşitliliğinin artırılması, önceliğimiz olmalıdır." dedi.
Hükümetin yaşlı haklarına ve aktif yaşlanmaya büyük bir vurgu yaptığını aktaran Emine Erdoğan, "Bildiğiniz gibi yaşlılarımızın desteklenmesi, kurumlarda ve evlerinde bakılmaları için bakanlığımızın birçok modeli mevcut. Huzurevlerimizin sağladığı hizmetler dünya standartlarının çok üzerinde. Elimizde, maddi destek modellerinden, psikolojik desteğe uzanan geniş bir yelpaze var. Fakat takdir edersiniz ki yaşlı nüfus yalnızca desteklerle ayakta tutulan bir kesim olmamalıdır. Bilakis, potansiyellerini yaşayabilecekleri, üretkenliklerini kaybetmeyecekleri imkanların sağlanması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Salgının getirilerinden birinin de hayatın hızla dijitalleşmesi olduğunu, iletişimden eğitime, alışverişten çalışma hayatına kadar birçok şeyin ağırlıklı olarak internete taşındığını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu noktada, yaşlılara yönelik dijital okuryazarlık eğitimi, onların hayatına büyük bir katkı sağlayacak. Aile Bakanlığımızın, teknoloji becerileri kazandırmak için eğitim programları hazırladığını biliyorum. Sonuçlarının herkesin hayatında büyük fark oluşturacağına inanıyorum. Herkesin ihtiyaçlarının düşünüldüğü erişilebilir binalar, açık alanlar ve toplu taşıma, yaşlıların olduğu kadar tüm toplumumuz için vazgeçilmezdir. Yani değişen dünyaya uyum sağlarken, bizi ileriye taşıyacak formül, kimseyi geride bırakmayan, herkese dost şehirler imar etmektir."
"Geniş ailelerin devamlılığı hem yaşlıların mutluluğu hem de toplumun sağlığı için elzemdir"
Emine Erdoğan, yaşlılığı salgın çerçevesinden ele almanın, yeni yaklaşım ve modellere olan ihtiyacı ortaya koyduğunu belirterek, en başta yaşlılığın nasıl tanımlandığının, cevaplanması gereken çok önemli bir soru olduğunun altını çizdi.
Bu cevabın kültürden kültüre değiştiğini anlatan Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim cevabımız, ülkemizde sağlanan örnek başarıda kendini aşikar ediyor. Bu dar zamanlarda, büyüklerimize sarılmamızda, inancımızın, kültürümüzün ve medeniyet değerlerimizin derin kökleri vardır. Bugün dünyada gittikçe yalnızlaşan ve adeta tecrit halinde yaşayan yaşlı bir nüfus var. Yaşlılık bizde tedavülden kalkmak değil, hürmet makamına oturmak demektir. Aile bağlarımızın modern dünyanın sert rüzgarlarına karşı hala ayakta olması, en önemli dayanak noktamızdır. Bu bağı her zamankinden daha da güçlü kılmamız gerekiyor. Birkaç kuşağın bir arada olduğu geniş ailelerin devamlılığı hem yaşlıların mutluluğu hem de toplumun sağlığı için elzemdir. Bu durum bize, kuşaklar arası iletişimin güçlendirilmesinin krizlerin yönetiminde son derece mühim bir faktör olduğunu anlatıyor. Bu iletişim ne kadar yüksek frekansta olursa, toplumsal dayanışmamız da o kadar kuvvetli olur. Toplumumuzun en güçlü yönlerinden biri olan ailenin, bizi türlü krizlerden bir kalkan gibi koruduğunu asla unutmayalım. Yaşlılık, yaşam boyu edinilmiş tecrübenin damıtılarak bilgeliğe dönüştüğü bir dönemdir. Büyüklerin duası, rızası yolumuzu aydınlatan ışıktır. Büyüklerin yeri başımızın üzeri, evimizin başköşesidir. Allah onları başımızdan eksik etmesin."
Bakan Yanık: “Nüfusumuzu 'dinamik nüfus' olarak tanımlamak hedefindeyiz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, yaptığı konuşmada tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 65 yaş üzeri nüfusun toplam nüfusa oranının gözle görünür şekilde arttığını belirterek, 2014'te yüzde 8 olan 65 yaş ve üzeri nüfusun, 2020'de yüzde 9,1 oranına yükseldiğini kaydetti.
Bu oranın şu anda yüzde 9,5 düzeyinde olduğunu belirten Yanık, şöyle konuştu:
"Nüfus tahminlerine göre, yaşlı nüfus oranımızın 2025 yılında yüzde 11, 2030 yılında yüzde 12,9 olması öngörülmektedir. Bu tablo, neden yaşlanma konusunda etkili politikalar içeren bir vizyona sahip olmamız gerektiğini çarpıcı şekilde ifade ediyor. Bizler, nüfusumuzu genç ya da yaşlı diye kategorize etmek yerine, 'dinamik nüfus' olarak tanımlamak hedefindeyiz. Bu nedenle aktif ve sağlıklı yaşlanmayı önemli buluyor, çalışmalarımızı bu yönde geliştirmeye çalışıyoruz. Büyüklerimizin toplumsal yaşama aktif katılarak sosyal, kültürel ve ekonomik haklarından taviz vermeden hayatlarını idame ettirmeleri için politikalar geliştiriyoruz."
"Vizyon belgemiz ve şura sonuçları en önemli adımlardan biri oldu"
Yaşlılığın iş gücü kaybı, sağlık harcamalarının uzun vadeye yayılması ve artması, erişilebilirlik sorunları gibi çözüm üretilmesi gereken birçok durumu da beraberinde getirdiğini vurgulayan Yanık, "Takip edilecek bir yol haritası oluşturmak ve gündemi kaybetmemek için bu yönde düzenli çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu duruma yönelik üretilen politika ve stratejilerin belgelenmesi ise devamlılık açısından hayatiyet arz ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Eylül 2018'de BM Genel Kurulundaki konuşmasında, 2019 yılının 'Yaşlılar Yılı' olarak ilan edileceğini ve Yaşlılık Şurası düzenleneceğini duyurduğunu hatırlatan Yanık, şöyle devam etti:
"20-22 Şubat 2019'da Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirdiğimiz Birinci Yaşlılık Şurası ile bizler de birçok başlıkta çalışma başlattık, mevcut çalışmalarımızı revize ettik ve rafine bir şekilde yeniden değerlendirdik. Oluşturduğumuz vizyon belgemiz ve şura sonuçlarımız, bu doğrultuda ülkemizde atılan en önemli adımlardan bir tanesi oldu. Yaşlanma Vizyon Belgesi ile aktif ve sağlıklı yaşlanmadan toplumsal hayata katılıma, erişilebilirlikten istihdama birçok farklı alan için hedefler ve eylemler belirledik."
Yaşlanma sürecine yönelik bütüncül bir politika ile doğru hizmetin üretilmesini gündemlerine aldıklarını belirten Yanık, büyüklerin dijital dünyaya uyum sağlamaları için yaptıkları çalışmaların bu gündemin sonucu olarak ortaya çıktığını kaydetti.
"VEFA gruplarımız yaşlılarımızın yanında oldu"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, özellikle salgınla beraber fiziksel olarak bir arada bulunulamaması nedeniyle dijital mecraların iletişim açısından birincil ihtiyaç haline geldiğine dikkati çekerek, "Bu dönemde büyüklerimizin aileleri ile online ortamlarda görüşmelerini sağladık. Onların dijital dünyada herhangi bir yardım almadan yer almaları için eğitimler verdik. Bunu geçtiğimiz günlerde Seyranbağları Huzurevimizde tecrübe ettik. Büyüklerimizin şartlara uyum kabiliyeti müthiş. Ben de her seferinde müthiş etkileniyorum." dedi.
Yanık, salgın döneminde yaşlılara yönelik hizmetleri şartlara uygun hale getirip, yenilikçi çözümler de ürettiklerini anımsatarak, şunları söyledi:
"VEFA gruplarımız tüm salgın süresince yaşlılarımızın yanında oldu. Sadece sağlık hizmetleri değil, alışverişten maaş ödemelerine kadar birçok hizmeti evlerine götürdük. Son dönemde yaşadığımız yangın ya da sel gibi felaketlerden en çok etkilenen grupların başında da şüphesiz yaşlılarımız geliyor. İlaçlarının afet esnasında kaybolmasından tutun, diyaliz gibi düzenli aralıklarla alınması zorunlu hizmetlere ulaşmada yaşanan sıkıntılara kadar birçok farklı konuda da onları yalnız bırakmadık. Hem ihtiyaçların tespiti hem de hizmetlerin ulaştırılmasında hep sahada olduk."
"Çalışmalarımızın ana ekseni aile bütünlüğü ve birliğini korumak"
Yaşlanma konusunda verilen hizmetlerde temel yaklaşımlarının, büyüklerin, aileleri ve yakınlarıyla bulundukları çevrede, aktif ve sağlıklı bir yaşlanma sürecini geçirmelerini sağlamak olduğunu dile getiren Derya Yanık, şu değerlendirmede bulundu:
"Bakanlık olarak çalışmalarımızın ana ekseni her zaman, aile bütünlüğü ve birliğini korumak olmuştur. Politikalarımızın odağına her zaman aileyi aldık. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz Bütünleşik Bakım Hizmetleri Modeli'yle sosyal hizmetler alanında büyük bir anlayış ve felsefe değişikliğine gittik. Yaşlılarımızın, ailelerinin yanında bakımını temin ederek, aile temelli sosyal hizmet uygulamalarımıza bir yenisini eklemiş olduk. Bu yaklaşım, hükümetlerimizin meselelere bakış açısının bir göstergesidir ve bugün binlerce aile, bu sayede birbirlerinden kopmadan, bir arada yaşamaktadır."
Bakan Yanık, 60 yaş üzeri huzurevi hizmeti almak üzere başvuranların hiçbirini geri çevirmediklerini belirterek, yaşlıların en konforlu alanlarda, her türlü imkana kolayca erişebileceği güvenilir yerler için dünyaya örnek olan "Sosyal Hizmet Şehri Projesi"ni devreye aldıklarını anımsattı.
"Kovid-19 kaynaklı ölüm oranı yüzde 4'ün altında kaldı"
Kovid-19 salgınının tüm dünyada en çok etkilediği grupların başında yaşlıların geldiğine dikkati çeken Yanık, salgının ilk zamanlarında dünyada ağır kayıplar yaşandığını belirterek, şöyle dedi:
"Ülkemizde, salgınla mücadelenin en önemli başlıklarından biriyse, büyüklerimize yönelik tedbirlerle, onları korumak oldu. Huzurevlerimizde aldığımız yoğun tedbirler sayesinde, büyüklerimize etkin bir koruma sağlayabildik. Ülkemizde ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart 2020'den önce 7 Ocak 2020'de bakım kurumlarımıza yönelik tedbirleri almaya başladık. Nitekim, salgından etkilenen ülkelerde huzurevlerindeki Kovid-19 kaynaklı ölümler, tüm ölümlerin yüzde 34 ila yüzde 81'ini oluştururken, Türkiye'de huzurevlerinde gerçekleşen Kovid-19 kaynaklı ölüm oranı yüzde 4'ün altında kaldı. Bu oran büyük bir başarıdır. Bu oranı teselli olarak paylaşıyorsam, elbette bizim arzumuz hiçbir insanımızın hayattan kopmamasıdır."
İhtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına nakdi yardım ve malzeme desteği
Bakan Derya Yanık, Bütünleşik Bakım Hizmetleri Modeli'nin önemine değinerek, "Aslında 21. yüzyılın ihtiyaçları ve sosyal hizmetler alanının uluslararası gerekleri bizi, bütünleşik bir sosyal hizmet modeline yönlendiriyor. Bu noktada, tüm sosyal hizmet faaliyetlerimizi, aile odaklı bir vizyonla ele alıyoruz. Aile odaklı sosyal hizmet vizyonunun çok önemli bir parçası yaşlılarımız olduğu gibi, aynı zamanda engelliler ve çocuklarımız da bu vizyonun bir parçası." diye konuştu.
Sağlıkta, bakım hizmetlerinde, eğitimde fırsat eşitliğini savunan bir hükümet olarak yeni bir çalışmayı bugün başlattıklarını dile getiren Bakan Yanık, "Pandeminin yaşlılarımız üzerindeki etkilerini hafifletmek için yaptığımız çalışmaların yanında, hane ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileriyle de mücadele ediyoruz. Bu amaçla bugün Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımıza 186 milyon lira ek kaynak aktardık. Bu destek, salgın sebebiyle dönemsel ihtiyaç sahibi haline gelmiş ailelerdeki çocuklarımızın eğitim hayatına devam etmelerini desteklemek için sağlandı. Bu miktar, hem nakdi olarak ihtiyaç sahiplerine aktarılacak hem de giyim, okul malzemesi gibi ihtiyaçların karşılanması için kullanılacak." dedi.
Programda Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, YAŞAM Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete de birer konuşma yaptı.
Emine Erdoğan sergi gezdi, huzurevi sakinleriyle sohbet etti
Emine Erdoğan, program öncesinde Bakan Yanık ve Rektör Ünüvar ile YAŞAM tarafından düzenlenen huzurevi sakinlerinin el ürünü eserlerinin yer aldığı sergiyi gezdi.
Burada yaşlılarla bir süre sohbet eden Emine Erdoğan, hatıra fotoğrafı da çektirdi.
Daha sonra Emine Erdoğan, Ankara Üniversitesinin Şeref Defteri'ni imzaladı.