Bugün, Devletimizin ve Milletimizin yaşadığı, tarihin en alçak ve acımasız darbe teşebbüsünün; milletimizin üstün cesaret ve fedakârlıklarıyla bertaraf edilişinin 5. Yıl dönümü. Tarihin en karanlık günlerinde dahi geleceğimize bir ışık kaynağı olan vatan sevgimiz ve bağımsızlık sevdamız bizi her seferinde gururla göğsümüzde taşıyacağımız nice zaferlere ulaştırdı. Ecdadımızdan miras kalan bu kutsal duyguları en yoğun şekilde hissettiğimiz günlerden biri olan 15 Temmuz, tarihimize altın harflerle kazınan ve çağlar boyu anlatılacak bir destana dönüştü.

Yüce milletimiz; içinde bulunulan durumun idrakiyle birlikte elinde bayrağı, dilinde duası, kalbinde vatan sevgisiyle yeri ve göğü titreten adımlarla bir destanın yolunu, yönünü belirledi. “Kendi salasına koşan millet” olarak anılmanın gururuyla, hain saldırının seyrini değiştirdi. İşte tam da bu sebepten 15 Temmuz, daha öncekilerin aksine başarısız, hain bir darbe girişimi olarak kalmış; zırhını bayrağından ve özünde taşıdığı asil ruhtan oluşturan bir milletin iradesinin somut göstergesi olarak tarihteki yerini almıştır.

Direniş ruhunu, Çanakkale hissiyatını yeniden canlandıran 15 Temmuz; bir kahramanlık şöleni olduğu kadar, bayrağımız altında hür ve bir yaşamamıza engel olmaya çalışanlara verilmiş büyük bir derstir. Tüm dünyaya bir kez daha haykırılmıştır ki; Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak ve Türk Milleti ilelebet Ay Yıldızın gölgesi altında yaşayacaktır.

Demokrasi nöbetlerindeki cesaret ve dik duruşlarıyla bayrağımızı da dik tutan asil Milletimizin yazdığı şanlı destanın yıldönümünde; bizlere ve tüm dünyaya “Türkiye Geçilmez” diye haykıran başta aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz olmak üzere tüm Vatandaşlarımıza minnet duyuyor; aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ederken kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.