Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanımız Derya Yanık'ın Katılımıyla "Engellilerin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi" Töreni Düzenlendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hazırladığımız 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi ile engellilerimizin potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilmelerini temin etmeyi hedefliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık’ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Engelli Vatandaşların Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi" Töreni düzenlendi.
Tören Saray Engelsiz Yaşam Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi korosunun müzik dinletisiyle başladı.
Daha sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca hazırlanan "Yaşama Yolculuk" isimli video gösterimi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende yaptığı konuşmada, kadim gelenekteki "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışının, Anayasa'daki ifadesiyle "sosyal devlet" ilkesinin bir tezahürü olarak gördüğü Engelli Kamu Personeli Atama Töreni'nde olmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ataması yapılacak 2 bin 927 kişinin işlerinin ve görev yerlerinin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu atama ile kamudaki engelli memur sayısının 66 bine ulaşacağını ifade etti. Hükümete geldiklerinde kamuda sadece 5 bin 777 engelli memurun bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, bugüne kadar yaptıkları atamalarla engellilerin hem hayata katılmalarını hem de kendileriyle birlikte topluma faydalı işler üreten bireyler haline dönüşmelerini sağladıklarını söyledi.
Törende, kamuda çalışan engelliler adına konuşma yapan Turgay Karakaş'ı tebrik eden Erdoğan, kendisinin çok önemli bir alanda hizmet verdiğini kaydetti.
Kamudaki engelli işçi sayısının da bu süreçte 127 bine yaklaştığına dikkati çeken Erdoğan, "Böylece son 19 yılda kamuda istihdam edilen toplam engelli sayısı 192 bin sınırına dayandı. Son olarak kamu kuruluşlarında 4-B, yani sözleşmeli statüsünde görev yapan personel için de yüzde 3 engelli çalıştırma mecburiyeti getirerek 12 bin engelli kardeşimize daha istihdam alanı açtık." dedi.
Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı'na başvuru ücretini de kaldırarak memur olmak isteyen engellileri bu dertten kurtardıklarını anımsatan Erdoğan, diğer yandan engellilerin özel sektörde ve kendi girişimlerinde de görünürlüklerinin giderek arttığını vurguladı.
Artık her vatandaş gibi engelli vatandaşların da kabiliyetlerini, birikimlerini, gayretlerini sergileyerek iş hayatında yerlerini alabildiğini, iyi konumlara gelebildiğini aktaran Erdoğan, bu kapsamda 3 bin 200 engelli vatandaşa kendi imkanını kurması için 65 bin liraya kadar hibe desteği verdiklerini dile getirdi. Bu tablonun gerisinde, engellilerin her seviyede rahatça eğitim alabilmelerini temin edecek altyapının kurulmuş, kendilerine gereken tüm desteklerin ve teşviklerin sağlamış olmasının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Yeter ki gönüller, kalpler, fikirler engelli olmasın. Onun dışındaki her engeli aşacak iradeye, azme, güce, imkana sahibiz." diye konuştu.
"Dört bir koldan çalışmaya başladık"
"Hafiza-i beşer nisyan ile malüldür." sözünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişte yaşadığımız pek çok sıkıntı gibi engelli vatandaşların hangi şartlar, hangi zorluklar, hangi yokluklar, hangi vicdan yaralayıcı görüntüler içinde hayatını sürdürdüğünü de çabuk unuttuk. Bu ülkede, evinin en ücra köşesinde kilitli bir kapı ardında, her türlü insani imkandan yoksun şekilde yaşamaya mahkum edilmiş engelliler vardı. Bu ülkede, zincirle veya iple bir yere bağlanıp, kendi evinin içinde dahi hayata karışmasına asla izin verilmeyen engelliler vardı. Bu ülkede, sokağa çıktığında horlanan, çok kötü muamelelere maruz kalan engelliler vardı. Herhangi bir ailede engelli bireyin olmasının o ailenin hayatının kararması anlamına geldiği dönemler yaşadık. Normal şartlarda geçimin sağlamakta, evine bakmakta, ihtiyaçlarını karşılamakta zaten zorlanan ailelerin, engelli bireylerin yükü altında ezildiği dönemler yaşadık. Hükümete geldiğimizde ülkemizin her kesimi gibi engellilerimizi de uzun yılların birikimi olan ihmallerin, dertlerin, beklentilerin içinde bulduk. Hemen işe koyulduk ve sorunun çözümü için dört bir koldan çalışmaya başladık."
Öncelikle engelli bireylerin aileleri üzerindeki maddi yüklerini ortadan kaldıracak tedbirler aldıklarını belirten Erdoğan, engellilerin bakım evleri veya benzeri yerlere kapatılmasına gerek kalmadan, kendi aileleri yanında ihtiyaç duydukları hizmetleri alabilmelerini temin ettiklerini söyledi.
Evde bakım desteği, evde bakım yardımı, gündüz yaşam merkezleri, umut evleri gibi uygulamaları devreye aldıklarını anımsatan Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla evde bakım yardımı alan engelli sayısı 535 bin 700'e ulaştı. Okullarda kaynaştırma eğitimi alan engelli öğrenci sayısı 58 binden 320 bine çıktı. Özel eğitim sınıflarında öğrenim gören engelli sayısı da 7 binden 50 bin sınırına dayandı." şeklinde konuştu.
"Spor alanında şahit oluyoruz"
Üniversitelerin tamamında sayıları 50 bine yaklaşan yükseköğrenim öğrencilerine hizmet veren Engelli Öğrenci Koordinasyon Merkezi kurulduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sadece eğitimle kalmadık, hayatın her alanında engellilerimizin hizmetlere erişimini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmasını sağladık. Ulaşım araçlarından binalara kadar pek çok yerde erişilebilirliği kolaylaştıracak düzenlemeler yaptık. Verdiğimiz desteklerle, hayata geçirdiğimiz ücretsiz ulaşım uygulamaları vasıtasıyla engellilerin hayata katılımını kolaylaştırdık, teşvik ettik. Engellilerimizin önlerinin açıldığında nasıl büyük başarılar ortaya koyabileceklerinin en güzel örneklerine spor alanında şahit oluyoruz. Uluslararası müsabakalarda madalya üstüne madalya kazanan engelli sporcularımız bayrağımızı gururla dalgalandırırken, bizleri de sevince boğuyor. Ziyaret ettiğimiz şehirlerimizle azimle, coşkuyla, aşkla hayata sarılan engellilerimizi gördükçe, yaptığımız işin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Şimdi de hazırladığımız 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi ile tüm bu çalışmaları daha ileriye taşımayı, engellilerimizin potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilmelerini temin etmeyi hedefliyoruz. Çünkü biz, her vatandaşımız gibi engelli kardeşlerimizi de Allah için seviyor, onlara Allah rızası için hizmet veriyoruz. Niyet halis olunca, niyet hayır olunca akıbette ona göre tecelli ediyor."
Ülkelerin ve milletlerin tarihlerinde, onların asırlık yürüyüşlerine istikamet veren dönüm noktaları bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin de bin yıllık vatanı olan Anadolu'da bu şekilde pek çok dönüm noktası yaşadığını kaydetti.
Sultan Alparslan'ın Malazgirt Zaferi'nden kısa bir süre sonra İznik'te Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşunun bir dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, "Ertuğrul Gazi'nin oğlu Osman Gazi tarafından Söğüt'te dikilen ve kısa sürede 3 kıta 7 iklimi altında toplayan Osmanlı Devleti'nin kuruluşu da böyle bir dönüm noktasıydı. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından dört bir yandan paramparça edilmeye çalışılan vatanımızın, elimizde kalan son parçası Anadolu'da yükselttiğimiz Türkiye Cumhuriyeti bayrağı da böyle bir dönüm noktasıydı." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi de Anadolu'daki varlığımız, Cumhuriyet'imizin 99 yıllık birikimi ve geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı üzerinde yeni bir tarihi hamlenin hazırlıkları içerisindeyiz. Yunus Emre 'Hamdık, piştik, yandık' diyor ya. İşte biz de ülkemizi, hamlık dönemini geride bırakıp, pişme dönemine geçirmek için verdiğimiz mücadelenin son aşamasındayız. Osmanlı için bu kritik sıçrama dönemi İstanbul'un fethiydi. Bizim için de bu dönem, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma, yani 2023 hedeflerimize ulaşma, 2053 vizyonumuza kilitlenme sürecidir. Milletçe bu safhaya gelene kadar çok mücadele ettik, çok çalıştık, çok emek harcadık, çok bedel ödedik, çok fedakarlık yaptık. Hani derler ya 'yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.' İşte biz de uğraştık, didindik, çabaladık, kuyruğuna geldik."
"Türkiye, yaptığı hazırlıkların karşılığını alıyor"
Dünya dengeleri, küresel sağlık krizi ve onun açığa çıkardığı ekonomik sarsıntılarla bozulurken Türkiye'nin hazırlıklarının karşılığını, yatırımla istihdamla üretimle ihracatla cari fazlayla büyüme yoluyla aldığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıkıntılar da olduğuna dikkati çekti.
"Vesayetten darbelere, terörden ekonomik tuzaklara kadar nice saldırıları göğüslemiş bir ülke olarak, bu sıkıntıların da üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hayat pahalılığı başta olmak üzere, kimi konjonktürel meselelerin bizi asıl hedeflerimizden, asıl vizyonumuzdan koparmasına izin veremeyiz. Vesayetin gücünü nasıl kırdıysak darbecilerin önünü nasıl kestiysek terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek ekonomik tetikçilere meydanı nasıl bırakmadıysak vatandaşlarımızı bugünkü sıkıntıların pençesinden de Allah'ın izniyle kurtaracağız. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası hedefiyle hazırladığımız programımızı adım adım uyguluyoruz. Ülkemizin ayağına vurulan her pranga gibi, faiz prangasını da döviz kuru prangasını da enflasyon prangasını da parçalayıp atacağız. Dikkat ederseniz artık faiz tartışması, gündemden önemli ölçüde düştü. Aynı şekilde döviz kuru da istikrara kavuştu. Şimdi sırada enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirme var. Ekonomi programımızın birinci amacı insanlarımızı işsiz, aşsız, gelirsiz bırakmamaktır. Yani istihdamı güçlendirmektir. Gelişmiş ülkelerin dahi ciddi savrulmalar yaşadığı istihdamda, biz salgın döneminde 3 milyon artış sağlamayı başardık. Böylece toplam istihdamı tarihimizde ilk defa, 30 milyonun üzerine çıkardık. Bu ne demek biliyor musunuz? Ülkemizde çalışabilecek çağ nüfusunun neredeyse yarısı istihdam ediliyor demektir."
"Türkiye ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girdi"
Sanayi, üretim, lojistik tarafında sıkıntı olmadığını, baharla birlikte turizm ve inşaat sezonunun açılacağını, böylece istihdam oranının hızla artmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz sürekli felaket senaryoları yazarak milletin moralini bozmaya, umudunu zayıflatmaya, karamsarlık aşılamaya çalışanlara sakın ha bakmayın." dedi.
Türkiye'nin ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaz aylarıyla birlikte bu tablonun olumlu etkilerini hep birlikte görmeye başlayacak, 2023'e de Cumhuriyeti'mizin 100'ncü yılına yakışır bir siyasi ve ekonomik güçle gireceğiz. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın. Yeter ki biz şu birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Emin olun gerisi çok kolay. Hep diyorum ya 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.' Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."
Engellilere verilen hizmetlerde katkısı olanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataması yapılanları da tebrik etti.
"Özel eğitim sınıflarında öğrenim gören öğrenci sayısı 49 bin 194'e ulaştı"
Bakan Derya Yanık ise konuşmasında, engellilerin, aldıkları eğitim ve yetenekleri doğrultusunda istihdama ve üretime katılarak Türkiye'ye hizmette farklı bir dünyanın içine gireceğini belirtti. Yanık, bu toprakların ruhunun "İnsan insanın kurdudur." diyen anlayışla hiçbir zaman barışmadığını, dünyanın başka yerlerinde ahlak karşıtı ütopyaların etkisiyle yaşanmış engelli, yaşlı, kadın kıyımlarıyla etnik ve dini kıyımlara, hiçbir zaman müsaade etmediğini dile getirdi.
Hizmetler ve çalışmaların da sosyal haklar temelinde, kapsayıcılık ve saygınlık ilkeleriyle hayata geçirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Yanık, "2005 yılında yürürlüğe giren Engelliler Kanunu ve mevzuat değişiklikleri, bu alandaki anlayış farklılığımızı açıkça ortaya koymuştur. Engelli vatandaşlarımızın hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, sosyal hayatın doğal bir parçası olmalarını kolaylaştırmak temel prensibimiz olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, her vatandaşımızın temel haklarından olan eğitim hakkının engelli vatandaşlarımız açısından 'kullanılabilir' nitelikte olması, üzerinde durduğumuz en hassas konulardan birisidir." diye konuştu.
Bakan Yanık, okullarda bireyselleştirilmiş eğitim ve destek programlarıyla fırsat eşitsizliğini en aza indirecek uygulamaları hayata geçirdiklerini, çalışmalar sonucunda özel eğitim sınıflarında öğrenim gören öğrenci sayısının 2002'de 6 bin 912 iken, 2021 sonu itibarıyla 49 bin 194'e ulaştığını bildirdi.
Aynı hassasiyeti yükseköğrenimdeki engelli öğrencilere de göstermeye gayret ettiklerini vurgulayan Yanık, 2006'da yönetmelikle kurulan Engelli Öğrenci Koordinasyon Merkezlerinin sayısının 2021 Ocak itibarıyla 207'ye ulaştığını söyledi.
Okulların mekansal açıdan erişilebilir olmasının eğitim hakkının en temel koşullarından biri olduğunu, ayrıca iş yerlerine, açık alanlara, toplu taşıma araçlarına bağımsız ve güvenli erişilebilmenin her engellinin hakkı ve ihtiyacı olduğunu dile getiren Yanık, bunun için yüzde yüz erişilebilirlik hedefiyle başlattıkları çalışmaları, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılabilmesine yönelik faaliyetlerle daha da ileri düzeye taşıdıklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2020'nin "Erişilebilirlik Yılı" ilan edilmesinin çalışmalara ciddi ivme kazandırdığına işaret eden Yanık, bu değişimci vizyonun ortaya çıkardığı en önemli belgenin ise 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 2030 Engelli Vizyon Belgesi olduğunu ifade etti.
"Yeni atamalarla kamuda istihdam edilen engelli devlet memuru sayımız 66 bini aşacaktır"
Bakan Yanık, 2030'a kadar yol haritasını belirleyen vizyon belgesinin, kapsayıcı, eşitlikçi, sürdürülebilir ve daha müreffeh bir Türkiye hedefinin parçası olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Güncel verilere göre, nüfusumuzun yüzde 12,3'ünü oluşturan engelli bireyler, ülkemiz için hem önemli bir potansiyel hem de sosyal devlet anlayışımızın bir aynası olarak önem taşımaktadır. Bugün gerçekleştirdiğimiz 2 bin 927 vatandaşımızın kamuya memur olarak atanmasıyla da bu konudaki kararlılığımızı sürdürdüğümüzü gösteriyoruz. Yeni atamalarla beraber kamuda istihdam edilen engelli devlet memuru sayımız 66 bini aşacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın önderliğinde 20 yıldır devam eden bu hizmet sürecinde engelli memur sayımızı 10 katına çıkardık. Engelli işçi sayımızı ise 3 kat artırdık. Bu durum ülkemizin kalkınmasında tüm vatandaşlarımızı istihdamda görme isteğimizin bir işareti, hizmetin önünde engel tanımadığımızın aslında sizlerin engel tanımadığınızın bir ifadesidir. Bunun yanında, engelli vatandaşlarımızın istihdam taleplerine cevap verecek nitelikleri kazanması, ayrı bir önem taşımaktadır. Bu çerçevede, bütünleştirici yeni nesil istihdam modelleriyle engelli bireyleri daha vasıflı işlere yönlendirme çalışmalarımızı da yürütüyoruz. Kamudaki engelli istihdamında kariyer mesleklere atanma hakkının verilmesi, bunun güçlü adımlarından biridir."
"Evde bakım modellerini çeşitlendiriyoruz"
Bakan Yanık, bir işte çalışmanın engelli vatandaşlar için sadece bir gelir elde etme aracı olmadığını, toplumun her kesiminde olduğu gibi öz güven ve kişilik gelişimi, sosyalleşme ve toplumsal itibar kazanımlarıyla da öne çıktığını belirtti.
2006'da hayata geçirilen Korumalı İstihdam Modeli ile en dezavantajlı grup olan zihinsel ve ruhsal engelli vatandaşların istihdamına da imkan sağladıklarına işaret eden Yanık, Türkiye'deki 13 korumalı işyerinde 108 zihinsel ve ruhsal engellinin istihdam edildiği bilgisini verdi. Bakanlık olarak tüm hizmetlerde önceledikleri aile odaklı çalışmaları engellilerle ilgili alanlarda da devam ettirdiklerini dile getiren Yanık, yaş veya engel durumunun üretime katılmaya imkan vermediği şartlarda, engellilerin bakımını gerçekleştirmek üzere evde bakım modellerini çeşitlendirdiklerini söyledi.
Daha sonra salondaki bir vatandaşın engelli maaşlarına ilişkin talebine Yanık, "Onların hepsini çalışıyoruz." yanıtını verdi.
Evde sağlık hizmeti programı, evde bakım desteği programı, evde bakım aylığı, ev tipi sosyal hizmet kuruluşları ve toplum ruh sağlığı merkezleri ile destekleyici gündüz hizmetlerini Bakanlık yürüttüklerini anlatan Yanık, bütün bu adımları tek tek atarken engelli vatandaşların yanında olmaya devam edeceklerini, "engelsiz Türkiye" yolunda kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı. Engellilere yönelik, "Kamuda daha çok engelli kotası olmasını beklediğinizin farkındayız." diyen Yanık, şöyle konuştu:
"Ben ve arkadaşlarım, göreve başladığımızdan bu yana talep eden, bizimle görüşmek isteyen bütün gruplarla, engelli sivil toplum kuruluşlarıyla o düzenli olarak engelliler gününde ve sonrasında yaptığımız toplu görüşmeleri saymıyorum, bireysel olarak da ayrı ayrı hepinizi dinliyor, talepleri ve sorunları alıyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı da samimiyetle Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatları doğrultusunda ve bize çizdiği vizyon doğrusunda çalışıyoruz. Şunu görmekten son derece mutluyum. Bundan 20 yıl önce engellileri sokağa çıkarmayan, engellisi olduğu için adeta utanan -ki bunun en yakın tanıkları sizlersiniz- bir toplumdan, bugün engellileriyle sokakta, sosyal hayatın içerisinde, istihdamda, her noktada bulunan bir toplum olmaya geldiğimiz için ve bugün daha çok sosyalleşme, daha çok hayatın içine katılma, daha müreffeh toplumun sağladığı imkanlardan yararlanma yolundaki taleplerin geliyor olmasından son derece mutluyum. Bunu sağladığı için Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, geride bıraktığımız 20 yıl için şükranlarımı arz ediyorum."
Bakan Yanık, engelli vatandaşlarla her vesileyle bir araya geldiklerine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Ama şunu samimiyetle ifade etmek istiyorum. Sizlerin talepleri, sizlerin yakınmaları, sizlerin eleştirileri, sizlerin yorumları bizim çalışmalarımıza ışık tutan yorumlar. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki hassasiyetini burada ifade etmekten hicap ederim. Dolayısıyla onun çizdiği çerçevede ve onun çizdiği istikamette sizlerin imkanlarını geliştirmek, size yaptığımız hizmetleri geliştirmek için aralıksız çalışıyoruz. Sorunların farkındayız, taleplerin ve gelişen ihtiyaçların, dönüşen ihtiyaçların farkındayız. Bu noktada siz de lütfen bize biraz zaman tanıyın ve güvenmeye devam edin."
Törende kamuda çalışan engelliler adına Turgay Karakaş konuştu. Serebral Palsili (SP) olarak uzay mühendisliği bölümünü bitirdiğini, bunun Türkiye'de ilk olduğunu belirten Karakaş, desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. Engellilere, "Çalışmayı hiçbir zaman bırakmayın, kendinize güvenin, devlet ve millet için çalışın, o kadar başarılı olun ki arkanızdan gelenlere örnek olun" tavsiyesinde bulunan Karakaş, atamaların hayırlı olmasını diledi.
Konuşmaların ardından, Saray Engelsiz Yaşam Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan Hamide Coşkun ve Aysel Kürkçü'nün yaptığı "Deniz Feneri" isimli tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim edildi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, butona basarak engellilerin atamasını gerçekleştirdi. Erdoğan, butona basarken Turgay Karakaş'ı da sahneye davet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, atanan bazı isimleri sayarak, "hayırlı olsun" dileklerini iletti.
Böylece, 88 kamu kurum ve kuruluşuna, 81 ilde 44 farklı unvan ve sınıflarda, 62'si ilköğretim, 727'si orta öğretim, 603'ü ön lisans, 1.535'i lisans mezunu olmak üzere, 2 bin 927 boş kadroya engelli ataması yapıldı.