…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
26 Eylül 2024, Perşembe New York, ABD

“Gönül Elçileri” projesi dünya sahnesine çıktı


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, UNICEF'teki Gönül Elçilerine Küresel Davet programında, "Gönül elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum." dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF iş birliğinde gerçekleştirilen, “Bir Denizyıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet” başlıklı üst düzeyli yan etkinlik New York'taki UNICEF Genel Merkezi'nde Emine Erdoğan Hanımefendi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş'ın katılımıyla düzenlendi. 

Etkinlikte, koruma altındaki çocukların güvenliği ve huzuruna yönelik başlattıkları Gönül Elçileri Projesi'nin küresel düzeyde ele alınacağını belirten Emine Erdoğan, program vesilesiyle katılımcılarla bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Emine Erdoğan, insanın hayattaki varlığına anlam katan, eylemlerini yüce bir değere taşıyan şeyin kendisini aşan bir ideale yönelik gösterdiği gönüllülük olduğunu vurgulayarak, "Bizim dilimizde gönüllü kelimesi gönülden türemiştir Nitekim zamanını, emeğini, imkanını paylaşarak farklı şekillerde hayır yapan kişilerin bir ortak noktası vardır ki hepsi kendilerinden öte bir amaca adayabilecekleri fedakar bir gönüle sahiptirler." diye konuştu.

Devlet koruması altındaki çocukların hayat şartlarını iyileştirmek ve koruyucu ailelik müessesesini güçlendirmek amacıyla başlattıkları projenin bu anlayış temelinden yükseldiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Bir insanın diğer bir insana yapabileceği en büyük gönüllülük, sevgi ve güven ortamında geçirilmiş, hayat boyu yüreğinde taşıyacağı mutlu bir çocukluk hediye etmektir. Bu düşüncelerle, kimsesiz kalmış çocuklarımızla anne-baba olmak isteyen koruyucu ailelerimizi buluşturmak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, koruyucu ailelikte farklı beklentilere cevap vermek için farklı modeller geliştirdiklerini belirterek, koruyucu ailelere aylık maddi destek de sağladıklarını, farkındalığı yükseltmek amacıyla "Koruyucu Aile Günü" olarak ilan ettikleri 30 Haziran'ı aileler ve çocuklarla büyük buluşmalar eşliğinde kutladıklarını söyledi.

10 bine yakın çocuk koruyucu aileyle buluşturuldu

Gönüllü ailelerin bu süreçte edindikleri bilgi ve tecrübeleri paylaşabilecekleri Rehber Koruyucu Aile Uygulaması'nı da gönüllülerin hizmetine sunduklarını dile getiren Erdoğan, "Koruyucu aile kapasitesinin her geçen yıl yüzde 12'lik artış göstermesi, çabalarımızın karşılık bulduğunu gösteriyor. Bugüne dek 10 bine yakın çocuğumuzu koruyucu aileyle buluşturmuş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Kurumlarımızda kalan çocuklarımız için de koğuş tipi bakım merkezleri yerine ilgi, güven ve aidiyet gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ev ortamı sunan merkezler kuruyoruz." dedi.

"Devletimizin çocuklarımızla olan bağı reşit olmalarıyla son bulmuyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Meslek edinirken ve çalışma hayatına atılırken de yanlarında olan kurumlarımız, evlilik süreçleri dahil çocuklarımızın hayatları boyunca müracaat edebilecekleri bir güvenli merkez olmayı sürdürüyor. Gönül Elçileri'nin bugün gelinen noktada UNICEF tarafından örnek proje gösterilmesi ve küresel olarak ilgi görmesi memnuniyet verici. Koruyucu aileliği profesyonel bir destekten öteye taşıyarak, gönüllülüğün çok boyutlu bir şekilde ortaya konduğu bir sorumluluk hareketine dönüştüren koruyucu anne-babalarımıza yürekten teşekkür ediyorum."

Emine Erdoğan, çocukların, geleceğin ekildiği toprak gibi olduğunu vurgulayarak, "İleriye dair kurduğumuz her hayal çocuklarla filizlenir. Birçok yerde zikrettiğim önemli bir ifade var. Çocuklar bugünkü nüfusun üçte birini geleceğin ise tamamını oluşturur. Üstelik bu gelecek yalnızca bir toplumun, bir ülkenin değil tüm insanlığın ortak geleceğidir. Dolayısıyla dünya çocuklarının mevcut durumuna bakarak dünyanın geleceğine dair bir okuma yapabiliriz. Peki bugün karşımızdaki tabloya bakarak hangi birimiz bizi iyi bir geleceğin beklediğini düşünebilir ki?" diye konuştu.

Gazze'de refakatsiz kalan çocuk sayısı 17 bin

Dünyada yaşanan savaş, çatışma, açlık gibi tüm olumsuz koşulların bedelini herkesten önce çocukların ödediğini kaydeden Emine Erdoğan, "Bu bedellerin belki de en ağırı olarak milyonlarca çocuk korunmaya muhtaç olduğu dönemde ailesini, yuvasını kaybederek zorlu hayat koşulları karşısında kimsesiz kalıyor. Bugün dünya genelinde yerinden edilmiş çocuk sayısı 4 milyona ulaşmış durumda. Dahası yaklaşık 470 milyon çocuk şiddet tehdidi altında yaşıyor. Filistin'de yaşanan kıyım, başlı başına hepimizin daha adil ve yaşanabilir bir dünya umuduna karanlık bir gölge düşürüyor. Bugün Gazze'de refakatsiz kalan, ailesini kaybeden çocuk sayısının en az 17 bin olduğu düşünülüyor. Ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısı o kadar yüksek ki onlara özel bir tanım geliştirilmiş durumda. İsimleri yok, hepsi ailesi hayatta kalmayan yaralı çocuk. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi, savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, ailesi, hayali vardı." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, kalıcı bir barış ve adaletin ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vadedildiğinde mümkün olduğuna inandığının altını çizerek, "Ukrayna'dan Yemen'e, Suriye'den Myanmar'a, dünyanın savaş ve açlıkla mücadele eden bütün yorgun çocuklarına, bu zulümlere şahit olan dünyanın tüm çocuklarına umut dolu bir gelecek bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Aile, bu karanlık gelecek hikayesini değiştirebileceğimiz en önemli başlangıç noktamızdır. Bu çocuklar düştükleri yerden kalkacak kuvveti, sevgi ve güven merkezli bir aile ortamına kavuştuklarında bulacaklar." diye konuştu.

"Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz"

Koruyucu Ailelik Programı'nı anlatırken, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize atan bir kızın hikayesine atıfta bulunan Emine Erdoğan, "Bizler, her birini tek tek denize atmaya çalışan o kızın inancını yüreğimizde taşımalıyız. Sahile vurmuş deniz yıldızlarının çokluğuna değil her bir atışta kurtardığımız o hayatın değerine odaklanmalıyız. Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz. Bugün buradan yapılan gönül elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum. Gelin hep birlikte yaşadığımız dünyanın korumasız bir çocuğun gözündeki acı dolu yansımasını umuda döndürelim. Türkiye olarak biz bu alanda bilgi ve tecrübelerimizi ihtiyaç duyan tüm ülke ve kuruluşlarla paylaşmaya hazırız." değerlendirmesinde bulundu.

Emine Erdoğan, bu anlamda Özbekistan ve Azerbaycan'ın Türkiye'nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işbirliği anlaşması imzalamasını memnuniyetle karşıladığını dile getirerek, sayılarının artması temennisinde bulundu.

UNICEF ile Türkiye arasında koruyucu ailelik konusunda başlatılan diyaloğun güçlenerek devam etmesini dileyen Emine Erdoğan, programda emeği geçen herkese şükranlarını sunarak konuşmasını sonlandırdı.

Erdoğan’ın konuşmasının ardından sahnede aile fotoğrafı çekildi.

"Filistin'deki durumu göz ardı edemeyiz"

Programda konuşan Sierra Leone Cumhurbaşkanı'nın eşi Fatima Maada Bio, Emine Erdoğan'a etkinliğe himayelerinden dolayı şükranlarını sunduğunu söyledi.

Konuşmasında bir çocuğun hayatına olumlu etki sağlamaktan daha büyük bir mutluluğun olmadığını dile getiren Bio, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına değinerek, "Filistin'deki durumu göz ardı edemeyiz. Muhtaç çocukların bulunduğu sayısız mağdur yarattı. Çatışma bölgesindeki çocukları unutmamalı, barışı savunmak ve yardıma muhtaç olanlara destek sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Barış, savaştan çok daha ucuzdur." ifadelerini kullandı.

"Emine Erdoğan'ın kaydettiği büyük başarılar son derece önemli"

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell ise çocukların aile ortamında yetişmesinin önemini anlatarak, dünya genelinde 2,7 milyon çocuğun ailesiz büyümek zorunda kaldığını aktardı.

UNICEF olarak dünya genelinde çocuklar için çeşitli eylem planlarını hayata geçirdiklerine dikkati çeken Russell, "Türkiye bu konuda çok büyük adımlar atan lider bir ülke konumunda. Çocukların alternatif bakım yöntemi olarak koruyucu aile içinde bakım görmeleri çok önemli. Onun için Sayın Emine Erdoğan'ın kaydettiği büyük başarılar son derece önemli. Sayın Emine Erdoğan, çocukların kurumlarda değil aile ortamında yetişmesinin, büyümesinin önemli olduğunu vurgulamıştır. Bütün ülkelere çağrım bu konuda katkı sağlayın ve her çocuğun koruyucu aile içinde büyümesi için elinizden geleni yapın." şeklinde konuştu.

"Koruyucu ailelerimizdeki çocuk sayısı 10 bin 268'e ulaşmıştır"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise konuşmasında, çocuklar için daha parlak bir gelecek için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında özel bir etkinlikte bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti belirtti.

Emine Erdoğan’a koruyucu aile hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına verdiği destekten dolayı teşekkürlerini ileten Göktaş, çocukları toplumun en değerli ve aziz varlıkları olarak nitelendirdi.

Çocuklar için daha parlak bir geleceğin ancak aile içinde büyüdüğünde mümkün olduğuna dair inancı hatırlatan Göktaş, “İyi bir çocukluk dönemi, hayat yolculuğumuzda ömür boyu yol gösterici bir pusula olur. Çocukluk, temel değerlerin ve erdemlerin ruhumuza kazındığı en değerli yaşam dönemidir ve bu ancak sevgi, şefkat ve güven ortamında mümkündür. Gelişen bir toplumun daha ilgili, kendine güvenen ve güçlenen bireyleri olabilmeleri için, her çocuğun, refahına katkıda bulunan ve aile merkezli bir ortamda büyümesi gerektiğine inanıyoruz.” diye konuştu.

Bakanlık olarak her çocuğun sıcak bir ailede büyümesini sağlamaya yönelik çalışmalar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Göktaş, “Çocukların biyolojik aileleriyle birlikte kalmalarını sağlamak için sağlıklı ve kalıcı bir aile ortamı oluşturmak amacıyla aile birliğini teşvik etmek ve aile bölünmelerini önlemek başlıca önceliklerimizden biridir. Ancak, hayatın cilveleri bizi farklı bir yöne sürüklediğinde, ebeveyn bakımından yoksun çocukların geride kalmaması için mekanizmalarımız ve araçlarımız da hazır.” dedi. 

Türkiye'de 1961’den bu yana resmi olarak sosyal sisteme dahil edilen koruyucu aile sistemini sarsılmaz bir kararlılık ve bağlılıkla çalışarak daha da geliştirmeye devam ettiklerini belirten Göktaş, “Koruyucu ailelerimizdeki çocuk sayısı 2002 yılında 515 iken, Haziran 2024 itibarıyla bu sayı 20 kat artarak 10 bin 268'e ulaşmıştır. Ülkemizde koruyucu aile hizmetlerinden yararlanan çocuk sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye olarak koruyucu aile hizmetlerimizi ülke genelinde yaygınlaştırmaya, güçlendirmeye ve tanıtmaya kararlıyız. Şüphesiz ki gelecekteki çalışmalarımızla daha iyi bir noktaya ulaşacağız ve bu çalışmalar günümüzün ihtiyaçları ve önümüzdeki zorluklara cevap verir nitelikte olacak.” ifadelerini kullandı.

“Her çocuk kendi hikayesinin kahramanı”

Bu amaçla Emine Erdoğan’ın himayesinde yürüttükleri “Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Programı” kapsamında 81 ildeki vali eşleriyle iş birliği yaparak koruyucu aile hizmetlerini daha kapsamlı bir şekilde tanıttıklarını aktaran Göktaş, şunları söyledi:

“Bu girişimi standartları belirleyen model bir proje olarak değerlendiriyoruz. Bu programın, ihtiyaç sahibi çocuklara yönelik bakım ve destek ilkelerini bünyesinde barındırdığı için, küresel çapta başarılı bir şekilde yaygınlaşmasını görmekten mutluluk duyarız. Bu tür çabaların olumlu etkisinin sınırlarımızın çok ötesine ulaşarak dünya çapında sayısız çocuğun refahına katkıda bulunacağından eminiz. Çalışmalarımız sonucunda Türkiye’de, koruyucu aile sayısı her yıl yaklaşık yüzde 12 oranında artmaktadır. Bu hizmetlerle çocuklarımıza sadece büyük bir aile kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyor, onların aidiyet ve şefkat duygusunu tatmalarına vesile oluyoruz. Bununla birlikte, onların parlak bir geleceğe ve toplumumuzda güçlü bir yere sahip olmalarını sağlıyoruz. Bu nedenle şefkatli, sağlam ve koşulsuz sevgiyle dolu koruyucu ailelerimizi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istiyorum. Onların bu büyük ve yardımsever örnekliği karşısında şükran duyuyoruz.”

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, çocuklarımıza sıcak bir yuva ve daha parlak bir gelecek sağlayan koruyucu ailelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diyen Göktaş, koruyucu ailelerin, çocukların hayat öykülerini yeniden yazma gücüne sahip olduğunu ve her bir çocuğun kendi hikayesinin kahramanı olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde koruyucu aile sistemine büyük önem verdiklerini bildiren Göktaş, koruyucu aile hizmetini geliştirilmesinin sadece çocukların psikolojik gelişimi ve refahına değil, aynı zamanda toplumun genel refahına da katkıda sağladığını söyledi. 21. yüzyılın ilk çeyreğine, çatışmaların, savaşların, soykırımların, göçlerin, pandeminin ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin damgasını vurduğuna dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:

“Özellikle Ukrayna, Myanmar, Suriye ve Gazze gibi çatışma bölgelerinde bulunan çocuklarımız büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Ne yazık ki, bu savaş ve çatışmaların yaşandığı bölgelerde en büyük bedeli, en başta çocuklar ödemektedir. Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana, çocukların yaşadığı yıkıcı etkilere karşı duyarlılıkla hareket etmekteyiz. Ailelerinden ayrı düşen çocukların geri dönüşü, savaş esirlerinin değişimi ve sivillerin güvenli bir şekilde çatışma bölgelerinden güvenli bölgelere nakledilmesi gibi çeşitli girişimlerde bulunmaktayız. Mart 2022'den bu yana, UNICEF iş birliğiyle yaklaşık 2 bin refakatsiz çocuğu ve onların bakıcılarını ülkemizde misafir ettik. Halihazırda, yaklaşık 500 Ukraynalı refakatsiz çocuğa ve bakıcılarına ev sahipliği yapmaktayız. Bu özel grupların maddi ve psikolojik destek gibi her türlü ihtiyaçlarını karşılamak adına titizlikle çalışıyoruz.”

“İnsanlık adına daha fazlasını yapmalıyız”

Bu durumun dünyanın farklı bölgelerinde daha yıkıcı ve korkunç bir hal almaya devam ettiğine dikkati çeken Göktaş, şunları kaydetti:

“Birden fazla bölgenin ve birbiriyle örtüşen jeopolitik fay hatlarının kesişme noktasında yer alan bir ülke olarak, özellikle çatışmaların yaşandığı zor zamanlarda yerinden edilmiş çocukların ve masum ailelerin çektiği acıları anlıyoruz. Gazze'de savaşın başlamasından bu yana Filistinli çocuklar geride bırakılmaktadır ve eğer sistematik ve ayrım gözetmeyen ağır bombardımanlardan sağ çıkabilirlerse yetersiz beslenme, susuzluk ve tıbbi bakım eksikliği ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Türkiye olarak, Filistinli çocukların ve masum ailelerin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi, Gazze onlarca yıldır açık bir hapishaneydi ve son saldırılarla birlikte şimdi dünyanın en büyük yetimhanesi haline geldi. Bugün itibariyle, dünya hala refakatsiz çocukların yaralarını sarmakta ve sistematik soykırımı sona erdirmekte başarısız.

Bugün, Gazze'deki ailelerini kaybetmiş çocukların sayısının en az 17 bin olduğu düşünülmektedir. Bu çocuklar için sığınacak güvenli bir yer bulunmamaktadır. Dünya, Gazze'de saldırılara rağmen hayatta kalmaya çalışan çocuklara, Yemen'de açlıktan yaşamlarını yitiren çocuklara, birçok kez evlerini terk etmek zorunda kalan Kırım, Ukrayna ve Suriye’deki çocuklara bir gelecek borçludur. Biz, politika yapıcılar ve liderler olarak bugün, toplumlarımızda bir etki yaratmak için buradayız. Lütfen bu çağrıya kulak verin, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında çocuklar için anlamlı ve kalıcı bir değişim yaratmak için sesimizi yükseltelim ve harekete geçelim. İnsanlık adına daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız.”

Bakan Göktaş, aileyi güçlü bir toplumun belkemiği, barış ve uyumun egemen olduğu bir dünyanın anahtarı olarak nitelendirerek, “Ailenin olmadığı ya da yetersiz kaldığı durumlarda, koruyucu aile, daha parlak bir geleceğin inşa edilmesinde ve kimsenin geride kalmadığı daha adil bir dünyanın kurulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu toplantının küresel bir eylem çağrısı olarak hizmet etmesini umuyorum. Sloganımız ‘Çocuklara verilecek en güzel hediye ailedir’. Koruyucu aile sistemlerinin dünya genelinde geride kalan çocukların derin yaralarını iyileştirebileceğine kesinlikle inanıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı eşleri, bakanlar ve üst düzey yetkililerin de katıldığı üst düzey yan etkinlik kapsamında çocuk evinde yetişen ve alanında yurt dışında önemli başarılara imza atan Flütist Merve Başoğlu tarafından flüt resitali verildi. Devlet himayesinde yetişen sunucu Nursel Ergin’in de konuşma yaptığı etkinlikte, çekilen aile fotoğrafı sonrasında davetliler, koruyucu aile yanındaki çocukların çizdiği resimlerden oluşan sergiyi gezdi.