Türkiye Cumhuriyeti Devletini, demokrasiyi ve ulusal varlığımızı hedef alan hain terör örgütünün 15 Temmuz 2016'da bekamızı tehdide cüret etmesinin ve ardından milletimiz tarafından bertaraf edilmesinin dördüncü anma yıldönümündeyiz.
Bin yıldır bu toprakların tek hâkimi olan milli irade, vatan toprağına ve bayrağına kastedenlere her defasında en ağır karşılığı vermiştir. Tarihini şanlı zaferlerle süslemiş merhamet ve medeniyet nuru ile hem kendi ülkesini hem de bulunduğu coğrafyayı bir güneş gibi aydınlatmış halkımız bu teşebbüse de gereken karşılığı vermiştir.
Ülkemizin son yıllarda bilimde, teknolojide ve toplumsal hayatta kaydettiği gelişmeler ve başarılar, bölgesinde güçlü ve lider ülke misyonu bir takım çevreleri rahatsız etti. Yüzyıllık planlarla dünyayı şekillendirmeye çalışan, menfaatlerini insan hayatının ve onurunun çok üstünde tutan küresel tiranların oyunu bir kez daha bozuldu.
Tarih boyunca her şart ve zaruret halinde tek yürek olan aziz milletimiz, kahramanca mücadele ederek varlığını ve birliğini korumayı başardı. Dün bağrında Sultan Alparslan'ı Fatih'i ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yetiştiren bu topraklar, o günde Şehit Ömer Halisdemir ile bu vatanın asıl sahiplerinin kim olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. İstiklali için, devletini ve demokrasisini korumayı görev addederek canı pahasına milli iradeye sahip çıkan kahramanlar hem ülkemiz için hem de tüm mazlum uluslar için bir umut ışığı olmuştur.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak topyekûn demokrasi zaferini kutlarken bu coğrafyada güçlü ve müreffeh bir ülke olarak varlığımızı sürdürebilmemizin yegâne şartının milli birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi korumak olduğunu asla unutmayacağız.
15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Gününde aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerken hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Ülkesi ve milleti için mücadele eden vatanın bütün fertlerini saygıyla selamlıyor, birlik ve beraberlikle daha güçlü yarınlar temenni ediyoruz.