Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık, KADEM Geleneksel Üretimin Genç Gönüllü Elçileri Projesi Kapanış Törenine Katıldı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık, “Türkiye, kadını-erkeği, genci-yetişkini, kamusu-sivil toplum kuruluşlarıyla kabuğunu kırmış bir ülke. Eskinin 'Biz yapamayız.' anlayışı, daha doğrusu, 'Siz yapamazsınız.' dayatması artık bu topraklarda karşılık bulmuyor. Gençler gerek aldıkları eğitimler gerek şartları zorlayan idealistlikleriyle hem kendileri hem de ülkemiz için her şeyin en iyisine, en güzeline talip oluyor ve kompleksli zihniyetlerin onları sindirmesine izin vermiyor" dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Ankara Temsilciliği koordinatörlüğü tarafından hayata geçirilen Geleneksel Üretimin Genç Gönüllü Elçileri Projesi'nin kapanış töreninde konuşan Bakanımız Derya Yanık, gençlere farklı dünyaların pencerelerini aralayan, onların kendilerini yenilemelerini ve geliştirmelerini sağlayan örnek çalışmalara katkı verenlere teşekkür etti. Yanık, "Hepimiz artık farkındayız, Türkiye global dünyanın önemli bir aktörü olarak, kadını-erkeği, genci-yetişkini, kamusu-sivil toplum kuruluşlarıyla kabuğunu kırmış bir ülke. Eskinin 'Biz yapamayız.' anlayışı, daha doğrusu, 'Siz yapamazsınız.' dayatması artık bu topraklarda karşılık bulmuyor. Gençler gerek aldıkları eğitimler gerek şartları zorlayan idealistlikleriyle hem kendileri hem de ülkemiz için her şeyin en iyisine, en güzeline talip oluyor ve kompleksli zihniyetlerin onları sindirmesine izin vermiyor." şeklinde konuştu.
Şehirde doğmuş, yazları dahi Anadolu'da gidecek köy ya da ilçesi olmayan gençlerin, geleneksel değerler, motifler veya gündelik yaşam ve üretim biçimleri hakkında çok fazla bilgi sahibi olamadıklarını belirten Yanık, bu kültürel kopukluğun zenginliklerin, birikimlerin yeterince değerlendirilememesi ve giderek yok olması anlamına geldiğini söyledi.
Kadın kooperatiflerini, yeniden güçlü ve işlevsel sistemler olarak üretim çarkının içine dahil etmek istediklerini dile getiren Bakanımız Yanık, şöyle devam etti:
"Kadınların hem kendilerine hem de ailelerine katkı sağlayacakları bu sistem, şüphesiz ülke ekonomisinde de giderek daha etkin bir konuma gelecektir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak bizler de kadın emeğinin ve girişimciliğinin örgütlenme kültürüyle desteklenmesini çok stratejik bir ilke, bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Gerek dayanışma ruhunun ve tecrübesinin geliştirilmesi gerekse sürdürülebilir kalkınma modellerinin geleneksel yapılarla entegre edilmesinde kooperatifleşme güvenli bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Buradan hareketle kadın kooperatifçiliğinin güçlendirilmesi hedefi, 2012'den bu yana Bakanlığımız çalışmalarındaki öncelikli yerini hep korumuştur."
Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaptıkları iş birliği protokolleriyle kadın kooperatifleri konusunda tam bir seferberlik süreci başlattıklarını anlatan Yanık, kooperatif kurmayı kolaylaştırıcı pek çok mevzuat düzenlemesini de bu dönemde ivedilikle hayata geçirdiklerini kaydetti.
"Kurulması sağlanan 510 yeni kadın kooperatifi, çalışmalarımızın en somut, en motive edici meyveleri oldu." diyen Bakanımız Derya Yanık, bakanlıklarla yaptıkları iş birliği protokolünü ise 2021'in Temmuz ayı itibarıyla iki yıl daha uzattıklarını ifade etti.
KOOPBİS, değişik kanunlara tâbi kooperatifler arasında uyumu sağlayacak
Kooperatifler Kanunundaki değişiklikle, pozitif ayrımcılık ilkesi çerçevesinde, kadın ve engelli kooperatiflerine bazı ödemelerle ilgili muafiyetler getirildiği bilgisini veren Yanık, bu kooperatifler için kuruluş aşamasında ve faaliyet dönemlerinde ödenen tescil ve ilan ücretlerinin, ticaret odasına kayıt ücretlerinin, yıllık aidat ve munzam aidatlarının kaldırıldığını aktardı. Yanık, kanunla getirilen önemli yeniliklerden bir diğerinin de tüm kooperatifleri kapsamak üzere, değişik kanunlara tabi kooperatifler arasında uyumu sağlayacak Kooperatif Bilgi Sistemi'nin (KOOPBİS), bir yıl içinde kurulumunun gerçekleşmesi olduğunu belirtti.
"Kadınlar kalkınma ve toplumsal gelişmenin yeni lokomotif gücüdür"
Hükümet olarak kadın girişimciliğini destekleyen çalışmaların bunlarla sınırlı olmadığına işaret eden Yanık, şunları kaydetti:
"Bakanlıklarımız da kendi alanlarında kadınların eğitimi, güçlendirilmesi, istihdamda daha çok yer alması ve üretebilmesi için çeşitli programlar uyguluyor. Hükümet olarak, kendi işinin patronu olmak isteyen kadınlara hayallerini gerçekleştirebilmeleri için hibe kredileri ya da teşvikler veriyor, kadınlara pozitif ayrımcılık ilkesini bu sahada da uyguluyoruz. Bizler inanıyoruz ki yaşadığımız dünyanın daha müreffeh, güvenli, güzel ve daha insani bir çehreye kavuşmasında, kadın ruhu ve eli her geçen gün etkisini daha güçlü bir şekilde gösterecektir.
Kadınlar bugünün ve geleceğin dünyasında artık, kalkınma ve toplumsal gelişmenin yeni lokomotif gücüdür. KADEM Ankara Temsilciliğince yürütülen bu projenin gönüllüleri olan kızlarımız, bize bu manada büyük umutlar veriyor. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü ve büyük Türkiye hedefimiz, onların gönül aynasında daha bir anlam kazanıyor."
Kadınların bu gayreti sayesinde yöresel ürünler ve el sanatları hayata tutunuyor
KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise kadınların, geleneksel üretimin can damarları olduğunu vurgulayarak, "Bugün kooperatiflerin çatısı altında birleşen kadınlar istihdama katıldıkları gibi istihdam da sağlıyorlar. Gelir düzeyleri artıyor, ailelerinin refahına ve yaşam standardına büyük bir katkı yapıyorlar. Kadınların bu gayreti sayesinde yöresel ürünler, el sanatları ve zanaatın birçok kolu hayata tutunuyor. Kadınların üretmesi, kültüre, geleneğe ve yerel üretime can suyu oluyor. Dolayısıyla kültürün korunarak geleceğe aktarılmasında kadın emeğinin hayati önemi olan bir köprü olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Proje kapsamında gönüllülerin, Ankara'nın ve ilçelerinin yerel üretimini tanıtmak için Beypazarı'ndan Kalecik'e kadar birçok yerde yerel üretim süreçlerine katılarak saha deneyimi kazandıklarını anlatan Bayraktar, "Proje katılımcıları, üretim süreçlerinde emeğin, alın terinin ve tüm bunların ardındaki büyük kadın gücünün farkına vardılar. Tam da bu noktada her biri girişimci olan Anadolu'nun emektar kadınlarının özgürlüğünü ve muktedir olduklarını gördüler. İnanıyorum ki bu değerli kazanımlar gençlerimizde büyük bir ilhama dönüştü. Geleneksel ve yerel yönetimdeki büyük potansiyelin artık farkındalar. Dolayısıyla eğitim hayatlarının sonunda bu tecrübenin, onların girişimci ruhuyla birleşeceğinden hem yerel üretimin hem de kültürün korunmasında önemli işlere dönüşeceğinden eminim." Dedi.