Esra Albayrak Hanımefendi: ''Çeşitli klişelerle kadının rolü, toplumdaki sıfatı sınırlandırılmaya çalışılıyor"
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kadın Danışma Konseyi Başkanı Esra Albayrak Hanımefendi, Müslüman kadınların çeşitli hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığını belirterek, "Kadınlar, eğitimden ve kendileriyle ilgili karar vermekten mahrum kalabilir gibi bazı algı ve düşünceler var. Ben bu algı ve düşüncelerin kesinlikle karşısındayım" dedi.
Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleşen "İİT 1'inci Kadın Danışma Konseyi Toplantısı", Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Burada konuşan İİT Kadın Danışma Konseyi Başkanı Albayrak, Kadın Danışma Konseyi'ne başkanlık etmenin kendisi için onur olduğunu, 2016 Nisan ayında 3'üncü İslami Zirve'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kadın Danışma Konseyi'nin kurulmasının, kadının rolünün İslami toplumların kalkınmasında ve İslamofobinin önlenmesi açısından önemli olduğunu vurguladığını hatırlattı.
İstanbul'da 1-3 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen, İİT üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü 6'ncı Bakanlar Konferansı sonucunda Türkiye'nin teklifi ve üye ülkelerin onayıyla İİT Kadın Danışma Konseyi'nin kurulmasının kararlaştırıldığını hatırlatan Albayrak, "Bu toplantıda oldukça verimli bir çalışma yapacağız ve inanıyorum ki önemli sonuçlara varacağız. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in de ifade ettiği gibi istişareyle, konuşmayla aşılamayacak herhangi bir problem yoktur. 'Ümmetin istişaresi hayır getirir' sözüyle biliyoruz ki; bizler de hayırlı sonuçlara varacağız" diye konuştu.
Albayrak, somut problemler üzerinde konuşacaklarını ve çözüm aramaya çalışacaklarını ifade ederek, şunları aktardı:
"Bizim burada bulunuyor olmamızın sebebi açık ve net, kaybedecek zamanımız yok. Sürdürülebilir hedeflerle beraber kadının toplumdaki rolünü güçlendirmek için çalışacağız. Bizler İslam dünyasının lider kadınları olarak, elbette yaşamımızda büyük zorluklarla karşılaştık ve büyük başarılara imza attık. Bunun dışında birbirinden farklı problemlerle de karşılaştık ve bu problemler tüm dünyada İslami toplumların, ülkelerin, kadınların yaşadığı problemler. Eğitimde, sağlıkta ve gelişmekte olan ülkelerin asla karşılaşmadığı problemlerle karşılaşıyor olabiliriz. O yüzden sinerjimizi bir araya getirmeli, farklı tecrübelerimizden azami derecede faydalanmanın yolunu bulabilmeliyiz. Kadınların ve toplumun genel ihtiyaçlarını karşılayacak adımlar atmalıyız.”
-“Müslüman kadınların çeşitli hak ve özgürlükleri kısıtlanıyor”
Esra Albayrak, Müslüman toplumların yaşadığı büyük krizler olduğunu ve bu krizlerin karşısında durabilmek için proaktif kararlar almalarının gerektiğini söyledi.
Aktif olmayan, işleyişi yavaş olan bir danışma konseyi yerine daha aktif bir şekilde çalışmaları gerektiğine vurgu yapan Albayrak, "Karşılaştığımız büyük adaletsizlikler var ve bu adaletsizliklerin önünde durmamız lazım. Çok büyük bir sınavdan geçiyoruz elbette, büyük ve çatı organizasyonların, örgütlerin çok faydalı olduğunu da söyleyemeyiz. İnsanlığın çok zorlu bir dönemden geçtiği aşikar. 21'inci yüzyıla ve insanlığa yakışır bir süreçte değiliz. Irkçılığın, ayrımcılığın palazlandığı bir süreçte daha onurlu davranış ve tutumlara ihtiyacımız var. Ne yazık ki, adaletsizliklere, eşitsizliklere karşı dünyanın büyük organizasyonları sessiz kaldı. Sadece belirli kelimelerin, kendileri için kahramanlık ifade eden sözcüklerinin dile getirildiği bir örgüt haline geldiler. Fakat bizler konseyimiz olarak, örgütümüz olarak insan onurunu korumak için eyleme geçeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Yapılacak işlerin sadece sözde kalmayacağını, çocuklar için güvenilir bir gelecek bırakabileceklerini kaydeden Albayrak, şöyle konuştu:
"Hikmet ilkesini biliyorsunuzdur, hikmet, medeniyette doğru ve yanlış arasındaki net ayrımı koyabilecek güce sahip olmaktır, işte bu hikmetle, bu bilgelikle sizin doğruyu görmeniz yetmiyor; yanlış varsa eğer yanlışın da doğruya çevrilmesi için adım atmanız lazım. Çocuklarımız için güvenilir, yaşanılır bir gelecek bırakmak istiyoruz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in de dediği gibi, kadın ve erkek birbirini tamamlar, kadın ve erkek bir bütünün parçasıdır, bunu asla unutmamamız lazım. İslam, kadınlara insan olarak yaklaşıyor fakat Müslüman kadınların çeşitli hak ve özgürlükleri kısıtlanıyor. Çeşitli klişelerle kadının rolü, toplumdaki sıfatı sınırlandırılmaya çalışılıyor.”
Albayrak, "Kadınlar, eğitimden ve kendileriyle ilgili karar vermekten mahrum kalabilir gibi bazı algı ve düşünceler var. Ben bu algı ve düşüncelerin kesinlikle karşısındayım. Kadınlar olarak, kendi değerimizin farkına varmamız, kapasitemizi üst düzeye çıkarmamız gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaleti sağlamak için öz değerimizi bilmemiz gerekiyor" dedi.
-Müslüman kadınlar olarak, kendi problemlerimizi kendimiz çözmeliyiz”
Müslümanların sosyal düzeni kendi yaklaşımları ile sağlaması gerektiğini dile getiren Esra Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hz. Muhammed'in döneminde kadınlar bilimle, ilimle donanmış, savaşlara katılmış, camilere gidip ibadetlerini yapan ve toplumda önemli yere sahip insanlardı. Fakat zaman içinde ne yazık ki bu durum değişti. Kadınları eve kapatmak isteyen, sorun kaynağı olarak gören bir anlayış gelişti. Bizler Müslüman kadınlar olarak, kendi problemlerini tanımlaması ve kendisine uygun şekilde çözmesi gereken insanlarız. Ne yazık ki Müslüman kadınlara yönelik çalışmalar Amerika ya da Avrupa'daki üniversitelerde yapılıyor. Sorunlarımızın çözümleri bu şekilde sağlanamaz. Biz, kendi içimizden, lokal dinamikleri de göz önünde bulundurarak sorunların çözümüne ulaşmalıyız.”
-‘’İnsana ait sorunlara çözüm bulmak adına gösterilen her çaba kıymetlidir’’
Esra Albayrak Başkanlığında toplanan İİT Kadın Danışma Konseyi toplantısına katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya ise, konseyin her şeyden önce Müslüman kadının vicdan hareketi olacağını ve tarihe not düşecek önemli çalışmalara imza atacaklarına inandığını belirtti.
Türkiye olarak konseye büyük önem verdiklerini ifade eden Bakan Kaya, "Nitekim Sayın Esra Albayrak Hanımefendi’yi Konsey üyesi olarak önerdik. Kendilerinin sosyal sorumluluk çalışma ve projeleri için gösterdiği gayretler, milletimiz, özellikle kadınlarımız tarafından yakından takip edilmekte ve takdirle karşılanmaktadır. İnanıyorum ki kendileri, dünyanın neresinde olursa olsun bir kadının, bir çocuğun yaşadığı acıları hisseden yüreği, ayrıca engin birikim ve tecrübesiyle Kadın Danışma Konseyi’ne ve Müslüman kadın hareketine önemli katkılar sağlayacaktır" diye konuştu.
İnsana ait sorunlara çözüm bulmak adına gösterilen her çabanın kıymetli olduğunu vurgulayan Bakan Kaya, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle de kadın ve çocuklarımızı ilgilendiren her meselenin üzerine gitmeli, bu meselelerin kökten çözümü için ne gerekiyorsa, amasız fakatsız yapmalıyız. Bu konuda, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesini de her an hatırlamak, hatırlatmak ve rehber edinmek durumundayız. Ne diyor Efendimiz, 'Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.' Peki, bugün İslam dünyasına baktığımızda nasıl bir manzara görüyoruz? Bu mesajların gereğini yerine getiren bir İslam dünyası görüyor muyuz? İnancımız cenneti anaların ayakları altına sererken, İslam dünyasında anneler neden azap ve çileyle sınanıyor? 'Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız' diyen bir Peygamberin ümmeti olmaya layık mıyız? Ne yazık ki hayır."
Bakan Kaya, Batı'nın propagandasına ve senaryolarına teslim olmuş zihniyetler olduğunu kaydederek, "Batı’nın propagandasına ve senaryolarına teslim olmuş, ayrılık ve şiddet sarmalıyla yönetilemez duruma gelmiş, terör örgütleri tarafından kuşatılmış olan zihniyetler, maalesef dinimizin mesajlarını da medeniyetimizin zenginliklerini de istismar ediyor" diye konuştu.
-“Coğrafyamıza ve dinimize yönelik algı operasyonlarının farkındayız"
Bakan Kaya, bedeli hep kadın ve çocukların ödediğini, bugün İslam dünyasında ortaya çıkan meselelerin sebebinin asla İslam dini olmadığını söyledi.
Bakan Kaya, şunları kaydetti:
"Elbette, coğrafyamıza ve dinimize yönelik algı operasyonlarının farkındayız. Ancak, bu algı operasyonlarını da sadece birlik ve beraberliğimize sarılarak bertaraf edebileceğimizi unutmamalıyız. Bunun için öncelikle yapmamız gereken, kendimizi hesaba çekmek, birbirimize ayna tutmak ve öz eleştirimizi yapmaktır. Biz bir arada olursak, saflarımızı sıklaştırıp omuz omuza verirsek kim bu coğrafyada kardeşi kardeşe kırdırabilir? O zaman hangi senaryo, hangi propaganda bizi birbirimize düşürebilir? Hangi terör örgütü boşluk bulabilir? Biz medeniyetimize, inancımıza sahip çıksak, bunları uygulasak hangi güç, hangi irade bu coğrafyanın annelerine bu acıları yaşatabilir? Hiçbir politika, bir annenin feryadından daha kıymetli olamaz kardeşlerim.
Hiçbir politika, inanç, töre veya çıkar, bir kadının, bir annenin, bir çocuğunun feryadına sebep olmayı mazur göremez, gösteremez.”
-“Eğitim, en öncelikli ve hayati konu olarak karşımızda duruyor"
Bakan Kaya, İslam dünyasına ait olan meselelerin çözümünün başkasının elinde değil kendi ellerinde olduğunu, Müslüman kadınlar olarak kendilerinin de "artık yeter" demelerinin vaktinin geldiğini söyledi.
Kadın Danışma Konseyi'nin de "artık yeter" diyenlerin İİT çerçevesinde oluşturulmuş anlamlı bir platform olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapan Bakan Kaya, şöyle konuştu:
"Bu platformda yapılacak her çalışma, sonuç ve değişim odaklı olmalıdır. Bir şey değişir her şey değişir. Konsey’in de gerçekleştirdiği her bir faaliyetle daha büyük değişimlere katkılar yapacağına ben yürekten inanıyorum.
Sorunlu alanları biliyoruz ve bunların çözümünün de bizim elimizde olduğunun farkındayız. Şimdi bize düşen bu sorunların çözümü için harekete geçmektir. Eğitim, en öncelikli ve hayati konu olarak karşımızda duruyor. Kız çocukların ve kadınların eğitimi konusunda yeni bir anlayışa ve seferberlik ruhuna ihtiyacımız olduğu açıktır. Türkiye olarak bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız ve değerli eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde 15 yılda devrim niteliğinde hamleler yaptık ve bu tecrübeleri memnuniyetle paylaşmaya hazırız. Öte yandan, FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD başta olmak üzere bölgemizi şiddet sarmalına hapsetmeye çalışan terör örgütlerinin ve dinimizi istismar eden diğer terör örgütlerinin sosyal ve dini dokumuz üzerinde oluşturduğu tahribatla hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.”
-“İslamofobi ile mücadele konseyin en önemli öncelikli alanlarından biri olmalıdır"
Türkiye'nin 3 milyondan fazla Irak ve Suriyeliyi mümkün olan en iyi koşullarda ağırlayan ülke olarak, bu konuda katkı sağlamaya ve dayanışmaya hazır olduğunu ifade eden Bakan Kaya, şunları aktardı:
"Batı’da hızla yayılan ve derinleşen ve en çok Müslüman kadını mağdur eden İslamofobi ile mücadele Kadın Danışma Konseyi’nin en önemli öncelikleri ve çalışma alanlarından biri olmalıdır. Bu anlamda Konseyi sadece İslam coğrafyasında çalışan bir mekanizma olarak düşünmememiz gerekiyor. Batı’da yaşayan ciddi sayıda Müslüman kadın toplumu var ve bu coğrafyadaki kadınlara da hitap eden bir platform olmak önemli.
Siyasete katılım ve kadın istihdamı konusunda Türkiye ve AK Parti olarak tecrübe paylaşımında bulunmaya hazırız.”
Toplantıya konsey üyeleri ile İİT yetkilileri de katıldı.