Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ tarafından Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 6. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması'nda, kadınların sesi ne kadar yükseğe taşınırsa, ülke ve toplum olarak o sorunların o kadar rahat çözüleceğine inandığını söyledi.
Kadın meselesinin, tüm insanlığın ortak meselesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü kadın nisadır, yani insandır. Rahmetli Neşet Ertaş'ın ifadesiyle kadın insandır, erkek insanoğlu. İşte bu sebeple kadınlarımızın yaşadığı sorunların, hak ve adalet merkezli bir anlayışla çözülmesi gerekiyor. HAK-İŞ çatısının da bu mücadeleyi vermek için en uygun yer olduğuna inanıyorum. Çalışanların hak ve menfaatlerini, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi anlayışıyla korumak için yola çıkan HAK-İŞ hiç şüphesiz kadınlar hususunda da aynı hassasiyeti göstermektedir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 41 yıldır emeğin örgütlenmesi mücadelesini veren, bu mücadeleyi de yerli ve milli bir anlayışla yürüten HAK-İŞ'e kadınlarla birlikte yürüdüğü bu yolda başarı diledi.
Kadın meselesi bir insan meselesi olarak ele alındığında, bugün pek çok sıkıntının kendiliğinden çözüm yoluna girdiğinin görüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Esasen bizim inancımızda, nimetlerin de mükellefiyetlerin de hepsi erkekler ve kadınlar içindir. Ayrım yoktur. Sadece fıtratta olan farklılıklar sebebiyle içinde değişiklikler söz konusudur. Nitekim mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 'İyi ve temiz erkeklerle, iyi ve temiz kadınlar ile' aynı şekilde 'kötü erkekler ve kötü kadınlar' ifadeleri geçiyor. Mükafatın ölçüsü ise cinsiyet olarak değil, salih amel olarak ifade ediliyor. Her şey bu kadar açık bir şekilde ortadayken, ısrarla din adına ve cinsiyet üzerinden insanları ayrıma tabi tutmak ancak cehaletle izah edilebilir. Biz tüm siyasi hayatımız boyunca bu anlayışla hareket ettik. Kadınların kıyafetleriyle değil, tıpkı erkekler gibi kafalarının içindeki fikirle değerlendirilmesi gerektiğini söyledik. Bunun için siyasi hayatımızın hiçbir döneminde hiçbir ayrımla uğraşmadık. Başı açık, başı kapalı ayrımı asla yapmadık. Tam tersine böyle davrananların karşısına dikildik. Bu ülkede 12 yıla yakın Başbakanlık, 2 yılı aşkın süredir Cumhurbaşkanlığı yapıyorum. Tek bir hanımefendiye kılığından, kıyafetinden, başının açık veya kapalı oluşundan dolayı olumlu veya olumsuz bir tavır içine girdiğimi hiç kimse söyleyemez.
Kimse böyle bir örnek gösteremez. Aynı şekilde hiçbir vatandaşımızın, hayat biçimi sebebiyle ayrımcılığa maruz kaldığı iddia edilemez.”
-“Hala aynı çarpık zihniyetin artıklarıyla karşılaşıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle kadınları birikimleriyle değil, şekilleriyle değerlendirmenin kadınlara yapılacak en büyük hakaret olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ülkemizde geçmişte maalesef pek çok genç kızımız okul kapılarında, pek çok hanım kardeşimiz iş yerlerinde, sokakta, kamusal alanlarda bu hakarete maruz kalmışlardır. Bu hakareti yapanların kimler olduğunu sizler gayet iyi biliyorsunuz. Sizler ikna odalarında kızlarımızın ne hale getirildiğini gayet iyi biliyorsunuz. Okulların kapılarından nasıl geri döndürüldüklerini gayet iyi biliyorsunuz. 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya' diye bakılan üniversite kapılarından geri çevrilen kızlarımızı gayet iyi biliyorsunuz. Hala aynı çarpık zihniyetin artıklarıyla karşılaşıyoruz.”
Geçen günlerde bir medya kuruluşunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde başörtülü kadın personelin çalışabilmesini sinsice eleştiren bir haberin çıktığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hani bu işlerden rahatsız olmuyordunuz? Niye rahatsız oldunuz? Dünya değişti, Türkiye değişti, kurumlarımız değişti ama maalesef bazı kafalar hala eski köhne alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Biz başı açık veya kapalı hiç bir hanım kardeşimizin bu şekilde çifte standarda, aşağılanmaya maruz kalmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Demokrasinin, özgürlüklerin, bu ülkenin tüm imkanlarının ayrım olmaksızın 80 milyonun tamamının hakkı olduğunu, istese de istemese de herkes kabullenecek. Eğer bir barış devletini konuşuyorsak, eğer özgürlüklerin egemen olduğu bir devleti konuşuyorsak, o zaman bu ülkede kimse kusura bakmasın herkes istediği gibi giyinir kimse buna müdahale edemez, istediği gibi inancını yaşar kimse buna müdahale edemez.”
Kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, cinsiyetine, şekline, şemaline bakılmaksızın bu ülkenin vatandaşlarının tamamının, birinci sınıf hizmete layık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak vatandaşlarımın arasında asla bir ayrımı kabullenemem. Gereği ne ise onu da yaparım. Şayet bunu kabullenemeyen varsa, öyle iki yüzlülükle, riyakarlıkla, alavere dalavereyle değil, mertçe yiğitçe çıksın ortaya söylesin fikrini. Türkiye demokratik bir millet olduğuna göre, hakem kimdir? Millet. Milletimiz kimin haklı olduğunu söylüyorsa, gelin onu uygulayalım ve ülkemizi artık böyle utanç verici tartışmalarla oyalamayalım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi diyorlar ki 'Gençlerimiz için evet.' Ama bakıyorsun birisi de çıkmış 'Gençlerimiz için hayır diyoruz.' diyor. Bu nasıl bir iş. Şimdi 'Gençlerimiz için hayır.' Kim diyor bunu? Kandil'deki diyor. Bunu aklım alıyor. Der. Niye? 13-14-15-16-17-18 yaşındaki gençleri, kız-erkek aldatarak bunlar Kandil'e kaçırmadılar mı? Orada bunlara özel eğitimler vermediler mi? Verdikleri bu özel eğitimlerle, ellerine silahları vermek suretiyle, bunlar benim vatandaşlarımı öldürmediler mi? Şimdi ne diyorlar? 'Bunun için 'hayır.' 16 Nisan bu tezgahı bozma günüdür. Buna hazır mıyız? Mesele bu" ifadelerini kullandı.
Siyasette 40 yıldır verdiği mücadelede başarılı olmasının gerisinde iki önemli faktör bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birincisi daima bana destek olan bir eşe ve çocuklara sahip olmamdır. İkincisi de gençlik kollarından ve 1989 yılındaki ilk adaylığımdan itibaren tüm siyasi çalışmalarımda hanımların etkin şekilde yer almasıdır. Bugün de katıldığım toplantılarda ziyaret ettiğim şehirlerde en büyük dayanışmayı, muhabbeti, iltifatı hanım kardeşlerimizden görüyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi sokaklara dökülerek canları pahasına ülkesini ve milletini savunanların arasında çok sayıda kadının da bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Şehitlerimizin arasında 11 kadın kardeşimiz vardı. Allah rahmet etsin. Onlar Sevgili Peygamberimize en yakın makamdalar. Marmaris'te şahsımı yok etmeye gelen teröristler bizi bulamayınca oradaki aralarında kadınların da bulunduğu polis kardeşlerimize saldırdılar. İki yakın korumamı, polisimi şehit ettiler. Kadın polislerimizden de ağır şekilde darbedilenler bulunuyor. Siyasi hayatımda kadınlarımıza zaten çok borçlanmıştım. 15 Temmuz'dan sonra buna bir de can borcu eklendi. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınlarımızla omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz.”
-“Kadınlar iş hayatında giderek yüksek oranlarla yer almaya başlıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan kadınların hem cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanan sorunlarla hem de iş hayatının getirdiği sıkıntılarla mücadele etmek zorunda olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde kadınlar iş hayatında giderek yüksek oranlarla yer almaya başlıyor. 2003 yılında yüzde 23,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı geçtiğimiz yıl yüzde 33,1'e yükseldi. Dikkat ederseniz ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı sürekli artmasına rağmen işsizlik oranları ya azalmıyor ya da tam tersine yükseliyor. Bunun sebebi çalışan insanların işsiz kalmasından ziyade gençlerin ve özellikle kadınların giderek artan şekilde iş gücüne katılımıdır. Mesela, 2016 yılında istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yıla göre 400 bin yükselirken işsizlik oranı yüzde 10,5'ten yüzde 12,1'e çıktı. Biz kadınlarımızın ve gençlerimizin iş gücüne katılımından dolayı gayet memnunuz. Çalışmak isteyen herkes için yeni iş alanları oluşturmak, bu işin siyasi sorumluları olarak bizlerin görevidir. Nitekim, geçtiğimiz günlerde bir istihdam seferberliğinin başlatılmasına öncülük ettim. İş dünyamıza çağrıda bulunarak, bu yıl en azından bir ila bir buçuk milyon ilave istihdam hedefine ulaşmamız gerektiğini ifade ettim. Devlet de bu konuda üzerine düşenleri elbette yapacaktır. Kamu yapacaktır. Belediyelerimiz de yapacaktır. Bu seferberlikten en büyük faydayı göreceklerin başında istihdama katılım oranları en fazla artan kadınlarımız geliyor. Hatta istihdamda kadınlara ve gençlere özel teşvikler de malum, Başbakanımız defaatle açıkladı, getiriyoruz. Bunun yanında çalışan kadınlarımıza annelik görevlerini ifa ederken her türlü kolaylığın gösterilmesi, özel önem verdiğimiz hususların başında geliyor. İnşallah yarınlar bugünden daha da güzel olacak.”
Kadınların "kadro" diyerek tezahüratta bulunması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bildiğiniz gibi dün veya evvelsi gündü, Sayın Başbakanımız bu konuyla ilgili zaten bir cevap verdi. Gerekli talimatların sorumlu arkadaşlara verildiğini ifade ettiler. Hazırlıklar bütün konumlar değerlendirilmek suretiyle yapılıyor. Unutmayın 16 Nisan'dan sonra yeni bir dönem başlayacak. Bu yeni dönemin şartlarına göre de bütün konular çok daha farklı bir şekilde ele alınacaktır. Öğretmenlere yönelik biliyorsunuz 20 bin kadro açıldı ve bunun adımı atıldı. Öyle zannediyorum Ağustos'tan sonra 10 bin daha ilave edilecek. Aynı şekilde tabii ki işçiler noktasında da taşeronlar noktasında da Sayın Başbakanın ifade ettiği gibi, 'Talimatları verdim.' dedi, onun sürecini artık oradan takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle bir konuyu vurgulamak istediğini belirterek, şunları anlattı:
"Karşımıza maalesef aslı astarı olmayan ifadelerle yaklaşanlar oluyor ama ben şunu söylüyorum: Biz sizleri yaratandan ötürü seviyoruz. Şu anda Cumhurbaşkanıyım. 2019'un Ağustosu'na kadar Cumhurbaşkanıyım. Hükümet, 2019'un Kasımı'na kadar zaten hükümet. Şu anda bu süreç zaten bu şekilde devam edecek. Bizim bazı şeyler için telaşımız yok ama biz bir sistem değişikliğiyle ülkemize sıçrama yaptırtalım istiyoruz. Biz şu 14 sene içinde ne tür engellerle karşılaştığımızı gayet iyi biliyoruz ama diğerlerinin böyle bir durumu oldu mu? Yok. Onların, dün de söyledim, dikili ağacı yok bu ülkede. Onlar çukur eşmekle meşgul, onlar yer altına konaklama yerleri yapmakla meşgul, onlar Hakkari'ye gidip başkalarının paçavralarıyla miting yapmakla meşgul, biz ise bayrağımızla yürümekle meşgulüz."
Salona "Tek millet için, tek bayrak için, tek millet için, tek devlet için ne diyoruz?" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "evet" yanıtını alınca, "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda altıncısı düzenlenen organizasyonun kadınlara hayırlı olmasını dilerken, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenleri kutladı, HAK-İŞ yönetimine başarı diledi.
-‘’Anayasa ve yasalarda yaptığımız değişiklerle kadına pozitif ayrımcılığı getirdik’'Programda bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya ise, evde, fabrikada, okulda, siyasette, ekonomide, kültür ve sanatta; insanın ve toplumun inşasında kadın emeği olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, kadını hayatın her alanında güçlü kılan siyaset anlayışıyla yeni bir dönem başlatıldığını anlatan Bakan Kaya, "Anayasa ve yasalarda yaptığımız değişiklerle kadına pozitif ayrımcılığı getirdik. Kadının siyasette ve karar alma mekanizmalarındaki rolünü güçlendirdik. Çünkü kadınların olmadığı bir demokrasi eksiktir. Kadınların olmadığı bir yönetim anlayışı eksiktir. Toplum hayatına anlam katan sanat da edebiyat da eksiktir. Bugün saydığımız tüm bu alanlarda başarılı kadınlarımızı görmek güçlü bir Türkiye'nin eseridir" diye konuştu.
Bakan Kaya, kadın ve erkeğe cinsiyetçi bir bakışla yaklaşmanın insan fıtratını ve insan gerçeğini yok saymak olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Kadının annelik rolünü yok sayan zihniyet insanlığın geleceğini de yok saymıştır. Peygamber Efendimiz 'Cennet annelerin ayağı altındadır.' buyurmuştur. Bizler 21. yüzyıl kadın vizyonunu kadının anne kimliğini koruyarak, destekleyerek inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Şair Erdem Beyazıt, 'Çünkü kadın, doğurunca bin yılı birden doğurur.' demiştir. Ertuğrul Gaziler, Sultan Fatihler, Selahattin-i Eyyubiler yetiştiren annelerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Vatan ve millet için ölümlerin üstüne yürüyen liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yetiştiren Tenzile annemizi de rahmetle anıyorum. Sizler de geleceğin özgür, müreffeh Türkiye'sini inşa edecek, ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak Fatihler yetiştireceksiniz. Birlikte 'Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye' anlayışıyla sosyal politikalar üretmeye, yerli ve milli duruşumuzu korumaya devam edeceğiz.”
Kadına sağlanan her desteğin aile ve toplumu çok daha güçlü kılacağına işaret eden Bakan Kaya, kadının çalışma hayatıyla aile hayatını uyumlu hale getirmek için birçok yasal düzenleme yapıldığını, hamilelik, doğum ve süt izinleri, esnek çalışma, iş yerlerinde kreş zorunluluğu, Büyükanne Projesi gibi anneliği kolaylaştıracak pek çok olanağın hayata geçirildiğini hatırlattı.
Bakan Kaya, kadın istihdamının ve girişimciliğinin desteklendiğine değinerek, şu bilgileri paylaştı:
"Kadınlarımızın eğitim seviyesinin yükselmesine bağlı olarak çalışma oranlarında da ciddi artışlar sağladık. Bakanlık olarak yürüttüğümüz çalışmalarla, ülkemizde kadınların istihdam oranını yüzde 20,7'lerden yüzde 28,3'e çıkarttık. Hedefimiz kadın istihdamını 2023'te yüzde 41'e yükseltmektir. Kadın girişimciliğini teşvik etmek, kadınların sermayeye erişimini kolaylaştırmak amacıyla kamu kurumlarımız ve STK'larımızla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Kadınların hak sahibi olduğu projelerde geri ödemelerin düzenli yapılması durumunda son bir yıllık geri ödemeleri hibe ediyoruz. Ayrıca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde örgütlenen Kadın Girişimci Kurulları 81 ilde çalışmalarını sürdürüyor. Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine kadın girişimcileri destekleyen pozitif hükümler getirdik. KOSGEB Girişimcilik Destek Programı dahilinde kadın girişimci kotası yüzde 20 daha fazla uygulanmaktadır. İnanıyorum ki çalışan, üreten kadınlarımız toplumumuza güç katmaya devam edecektir.”
-“16 Nisan'da kadın hak ve özgürlüklerini güçlü bir sistemle teminat altına alacağız"
Bakan Kaya, üretmenin, gelişmenin, kalkınmanın temelinin, demokrasiye, özgürlüklere bağlı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, uyguladığı demokratikleşme adımlarıyla kadınların siyasette, yönetimde, iş hayatında en büyük engel olarak karşısında duran başörtüsü meselesini çözüme kavuşturmuştur. Darbe girişimlerine rağmen kararlı duruşunu hiç bozmamış, inandığı dava uğruna onurlu bir mücadele ortaya koymuştur. 'Milletin verdiği izni kimsenin engellemeye hakkı ve selahiyeti yoktur.' diyerek, kadın milletvekillerimizin TBMM'de başörtüleriyle Meclis çalışmalarına katılmalarını sağlayan tarihi adımı atmıştır. Bu devrim niteliğindeki köklü değişiklikler neticesinde ülkemizdeki kadınların tamamı, ilk kez kılık kıyafetinden dolayı hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan bakan, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi olma hakkına kavuştular.”
Tarihin, kadınların özgürlük ve adalet için verdiği destansı mücadelelerle dolu olduğunu vurgulayan Bakan Kaya, "16 Nisan'da yeni Anayasa değişikliği ile özgürlüğümüze hep birlikte sahip çıkacağız. Güçlü ve demokratik Türkiye'nin temellerini birlikte atacağız. Bu siyaset üstü bir meseledir. Bu memleket meselesidir. Kadınlar olarak, milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek için Çanakkale ruhuyla, 15 Temmuz direniş ruhuyla çalışmaya devam edeceğiz. 16 Nisan'da kadın hak ve özgürlüklerini güçlü bir sistemle teminat altına alacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, eşi Emine Erdoğan Hanımefendi ile birlikte katıldığı programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.
Programın sonunda aile fotoğrafı çekildi.