18 Mart 1915’te, tüm imkansızlıklara rağmen, büyük bir destan yazan mehmetçiğin mücadelesidir Çanakkale. Genç-yaşlı, ülkenin her köşesinden koşup gelen, çağın en güçlü devlet ve silahlarına topyekün direniş gösteren gerçek bir destandır. Bu destanın her satırında insanlık onuru vardır. Bu onur, düşmana sadece silahlı mücadelede değil, verdiği insanlık dersi örnekleriyle de baş eğdiren aziz Mehmetçiklerimize aittir. Ülkemizin, bağımsızlığının ve bölünmez bütünlüğünün korunması, huzur ve güven içinde yaşamamızı sağlayan aziz şehitlerimizin vatanı ve milleti için yaptığı fedakarlığın, mücadelenin hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar yüce ve büyüklüğünün simgesidir bugün.
Ulu Önder Atatürk o gün cephede yaşanılanları şöyle anlatır:
“Erlerimiz siperlere yerleşmiş bir elinde silah diğer elinde Kur’an düşmanı bekliyor. Ön cephedekiler kahramanca çarpışarak şehit oluyor, arka siperlerde bekleyen asker hiç tereddüt etmeden ön cepheye koşarak, gözü önünde şehit olan arkadaşının yerini alıyor ve az sonra kendisinin de şehit olacağını çok iyi biliyor. Ama en ufak bir korku ve yeis yok. Biraz sonra o da şehit oluyor.”
Milletimizin gönlünde daimi yer alan Şehitlerimizi rahmetle ve şükranla anıyoruz. Vatan size minnettardır.