Bakan Ramazanoğlu "Kadın Hayattır" buluşmaları kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Başkent Öğretmen Evi’ne basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Programda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında gerçekleştirdikleri programlarla ilgili bilgi veren Bakan Ramazanoğlu, gündeme ilişkin soruları da yanıtları.
Bakan Ramazanoğlu, tıp mesleğindeki asistanlık ile gazetecik arasında empati yaptığını belirterek, “Asistanlıkta hayır ve imkansız diye bir şey yoktur. Siz de haber peşinde koşarken ne pahasına olursa olsun o işi kotarmak zorundasınız, zamanla yarışmak zorundasınız” dedi.
Tarihsel süreç içerisinde kadınların mücadele alanlarının farklılaştığını kaydeden Bakan Ramazanoğlu, “Bu coğrafya kadının onuru ve emeğiyle yoğurulmuş bir coğrafya. Batı’da kadın mücadelesi Sanayi Devrimi ile başladı. Biz sanayi devrimi yaşayan bir coğrafya değiliz. Ülkemizde kadınlarımızın mücadele alanı her on yılda bir değişti. 1920’lerde ülkedeki bağımsızlık mücadelesine katıldılar. 1950-1960’larda tarım toplumundan direkt şehir toplumuna geçerken kadınlarımızın da kaderi değişti. Gecekondular yapıldı. Gecekonduyla beraber kadınlar yoksullaştı. Tarlada çalışan kadınlar şehir yaşantısında bu işin karşılığını bulamayınca daha düşük ücretlerde daha vasıfsız işlerde çalıştılar” diye konuştu.
Toplantıda bir gazetecinin sorusu üzerine Doğu ve Güneydoğu’da sürdürülen operasyonlara değinen Bakan Ramazanoğlu, “Terör örgütü doğuda tüm aileleri ve çocuklarımızın geleceğini etkileyen bir mağduriyete neden oluyor. Kadın, çocuk, engelli, yaşlı tanımıyorlar. Evlerin içerisini cephaneliğe dönüştürmüşler. Buzdolapları açıldığı zaman patlayacak şekilde düzenekler yapılmış, çamaşır makinalarına, elbise dolaplarının kapaklarına düzenekler yerleştirmişler. Peki bu vatandaşlar evine gittiği zaman ilk açacakları yer neresidir? Dolabınızdır, onu açacak da kadındır. Bu düzeneklerle kadınları hedef alıyorlar. Güvenlik güçleri tek tek bu düzenekleri temizliyor. Kimse ölüm üzerinden siyaset yapmasın” diye konuştu.
Bakan Ramazanoğlu, bölgede güvenlik güçleri kamu güvenliğini sağladıktan sonra bakanlık olarak saha çalışmaları gerçekleştirdiklerini aktararak, “Her ailenin barınma, giyim, gıda gibi temel ihtiyaçlarını zaten karşılıyoruz. Ayrıca aileleri ziyaret edip rehabilitasyon hizmetlerini gerçekleştiriyoruz. Cuma günü Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile Silopi’deydik. Kentte yaklaşık 35 bin kişi ile görüştük” dedi.
Kadınların okuma-yazma oranlarına ilişkin bir soru üzerine Bakan Ramazanoğlu şunları kaydetti:“2002 yılında kadınlarda okuma yazma oranları yüzde 80-85 civarındaydı ama erkeklerde birkaç puan daha yukarıdaydı. 12-13 yıllık süreç içerisinde ‘Haydi kızlar Okula’, ‘Baba Beni Okula Gönder’ gibi kampanyalar düzenlendi. Bütün bu kampanyalar Türkiye'nin bir başarısıdır. Kadınlarda şu anda yüzde 93 okuma yazma oranı, erkeklerde de yüzde 98'lerde. Ama biz bunu yeterli görmüyoruz, kız çocuklarının ve erkek çocuklarının okullaşma sürecine bakıyoruz. Bu, toplumun gelişmişlik endeksini etkileyen temel parametrelerden bir tanesidir. İktidara geldiğimizde kız çocuklarının ortalama okulda kalma süresi 4 yıl civarındaydı şu anda ortalama 6,7 yıl, erkek çocuklarının ise 8,5 yıl. Kız çocuklarının okulda kalma sürelerinin uzatılması erken yaşta evliliklerle mücadele içinde oldukça önemli”
Bakan Ramazanoğlu, "Kadınların ne iş yaparsa yapsın erkeklere oranla daha az para kazandığına ilişkin veriler var. Bununla ilgili ne söylersiniz" sorusuna, “Kamuda kadın-erkek arasında ücret eşitsizliği yok. Asgari ücret de kadın erkek için aynı. Özel sektörde kariyer basamaklarında kadınlara cam tavanlar oluşturuluyor. Bu cam tavanlardan bir tanesi kadının doğurması, çocuk sahibi olması, kadının hamileliği nedeniyle işinden uzaklaşması tekrar dönmesi iş veren için hem iş gücü kaybı hem verim düşüklüğü görülüyor. Bunu kadının ücretine de dezavantaj olarak yansıtılıyor. Yeni yaptığımız düzenlemede doğum sonrası izinlerde işçi kadınların da ücretsiz izinlerinde özlük hakları korunacak. Bu konudaki mücadelemizi sürdürüyoruz" yanıtını verdi.
Bir soru üzerine koruyucu aile ile evlat edinme arasındaki fark ile ilgili bilgi veren Bakan Ramazanoğlu, koruyucu ailede çocuğun bütün yasal haklarının kurumlarında kalmak üzere bir aileye çocuğu emanet ettiklerini ve aileye ücret ödediğini, evlat edinilince ise çocukla ilgili yasal bütün sorumluluğu ailenin üstlendiğini ve çocuğun ailenin yasal mirasçısı olduğunu söyledi.
Bakan Ramazanoğlu şiddetle mücadelede şiddetin kaynağına inmek gerektiğini vurgulayarak, “Aile Sosyal Destek Programı ile aile içinde sorunun kaynağına ineceğiz. Sorun çözme kabiliyetini yitirmiş ailede pasif bir gerginlik olur ardından şiddet başlar. ASDEP ile ailelerimizin problem çözme yeteneğini geliştireceğiz. Proje kapsamında bir aya kadar bin 500 sosyal danışman istihdam edeceğiz. 2016 yılı sonuna kadar bin 500 kişi daha istihdam edeceğiz” bilgisini verdi.
Hem şahsen hem de Bakanlık olarak şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Ramazanoğlu, “Müdahil olduğumuz davarlarda sonuna kadar takipçiyiz. Kim yaparsa yapsın şiddete karşı en ağır cezanın verilmesi konusunda sonuna kadar takip ediyoruz" şeklinde konuştu.
Bakan Ramazanoğlu, Bakanlığa bağlı kurumlarda kalan çocukların üniversiteye devam ettiği müddetçe, 25 yaşına kadar kurumlarda kalmaya devam ettiklerini bildirerek, “Devam etmediği zamanda kesinlikle kapının önüne koyma diye bir şey yok, biz onu uzatıyoruz. Ona iş bulunması konusunda, uygun mekanda yaşayabilir hale dönüşünceye kadar bütün desteğimizi veriyoruz" dedi.Kadınlara “Siyaset için talip olun” çağrısında bulunan Bakan Ramazanoğlu, “Kadınlar siyasette kalıcı olabilmesi için talip olmalı, mücadele etmeli, vazgeçmemeli” değerlendirmesinde bulundu.
Programda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kampanyası çerçevesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile sanat, spor ve medya dünyasından pek çok ünlü ismin yer aldığı "Kadın hayattır" isimli reklam spotunun gösterimi yapıldı.