…
…
…
…
08 Ekim 2021, Cuma İstanbul, Türkiye

Emine Erdoğan Hanımefendi ve Bakanımız Derya Yanık, "Halkbank Üreten Kadınlar Türkiye Zirvesi"ne Katıldı


Emine Erdoğan, kadınların sürdürülebilir ekonominin liderleri olacağına yürekten inandığını belirterek, " 'Çevreye sıfır zarar' ilkesiyle büyüyen şirketler eminim ki kadınların eseri olacak. Yeter ki kadın girişimciliğini en üst seviyede destekleyelim ve hayatın kadın fikriyle yeniden yorumlanmasına fırsat verelim." dedi.

Emine Erdoğan Hanımefendi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık, Halkbank Genel Müdürlüğünce düzenlenen "Halkbank Üreten Kadınlar Türkiye Zirvesi"ne katıldı. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin programda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dört bir yanından azmiyle, fikriyle ilham veren kadınlarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Sürdürülebilir kalkınmayı başarmayı isteyen her ülkenin, kadınların güçlenmesine büyük vurgu yaptığını belirten Erdoğan, "Çünkü kalkınma ancak kadınların hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenmesiyle mümkündür. Ekonomik ve sosyal güçlenme, birbirini tetikleyen ve büyüten unsurlar. Ülkemizin güzide kurumlarından Halkbank'ın bu konuya gösterdiği önem gerçekten büyük bir takdiri hak ediyor. Kadınların kendi işlerini kurmaları ve bu konuda cesaretlenmeleri için verdikleri krediler hayatları dönüştürüyor." diye konuştu.

Emine Erdoğan, Türkiye'de ilk defa bir bankanın bünyesinde "Kadın Girişimci Bölüm Müdürlüğü" kurulduğu bilgisini aldığını aktararak, şöyle devam etti:

"Kadın girişimci ekosisteminin destekleniyor olmasını son derece umut verici buluyorum. Tabii kadınların ekonomik olarak güçlenmesi yalnızca para kazanmaları anlamına gelmiyor. Kadınlar, gelecek nesillerin yetişmesi ve ailenin idame ettirilmesinde en önemli aktörlerdir. Dolayısıyla kadınların güçlenmesi ve donanımlarını artırmaları, toplumu da şekillendiriyor. Yani güçlü kadınlar güzel bir geleceğin köprüleri haline geliyorlar. Bununla birlikte güçlü kadınların sayıca çoğalması, kadınlarla ilgili yaygın sorunların da önüne geçiyor. Kadına yönelik şiddet, insan haklarının korunması, fırsat eşitliği gibi konularda farkındalık artıyor. Bildiğiniz gibi kadınların yalnızca çalışan olmalarını değil, girişimci olarak karşımıza çıkmalarını arzu ediyoruz. Girişimcilik bir fikri, bir hayali somutlaştıran büyük bir güçtür. Bugün dünyamızı şekillendiren kişiler, ağırlıklı olarak girişimcilerden oluşuyor. Bilhassa bu sebeple kadınların girişimcilik dünyasında kendilerine yer açmaları çok önemli. O zaman dünyamıza kadın eli değmiş olacak."

"Her alanda hem zihinsel hem de endüstriyel bir dönüşüme ihtiyacımız var"

Dijital dönüşümün nefes kesen bir hızla gerçekleştiğine işaret eden Erdoğan, herkesin tüketici olduğu teknoloji dünyasının erkek egemen bir kültüre sahip olduğunu, kadınlar bu alanda üretici ve tasarımcı olarak yer almazlarsa geleceğin tek taraflı olacağını söyledi.

Emine Erdoğan, kadınlar tasarlayan, üreten ve karar veren tarafta olurlarsa, kendilerine ait değerler bütününü de iş ortamına taşıyacaklarını ve üretim anlayışının tamamen değişeceğini kaydetti.

İklim değişikliğiyle mücadelenin, dünyanın en önemli meselesi haline geldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Hükümetler Arası İklim Paneli'nin yeni yayınladığı rapor, dünyayı uyandırması gereken bir çalar saattir. Küresel ısınmanın görülmemiş seviyeye gelmesinin insan kaynaklı olduğu kesin bir şekilde ortaya kondu. Değişmesi gerekenin bizler ve yaşamlarımız olduğu çok açık. Mikrodan makroya her alanda hem zihinsel hem de endüstriyel bir dönüşüme ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, son yıllarda artan bir şiddetle aşırı hava olayları yaşandığını, hazin örneklerinin Türkiye'de de tecrübe edildiği yangınlar, seller ve aşırı hava olaylarının tüm dünyada yıkıcı etkiler yaptığını belirtti.

"İklim mültecisi" diye bir kavramın hayatlara girdiğine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bundan sonra iklim krizi ve yetersiz kaynaklar, savaşlardan çok daha fazla insanı yerinden edecek. Tüm bunlar kaynaklarımızın hızla tükendiği anlamına geliyor. Eğer kulak kesilmeyi seçersek, tabiatın imdat çığlığını duyabiliriz. Bu karanlık tablonun ardında tüketerek üreten kar odaklı endüstriler var. Oysa biliyoruz ki kadınların da eşit şekilde yer aldığı bir ekonomi dünyası, kaynakları daha adil kullanacak. Gelecek nesillerin doğal kaynaklar üzerindeki haklarını da daha iyi gözetecek. Toplumun ihtiyaçlarının giderilmesinde, kriz ve afetlerde kadınların nasıl büyük bir güce dönüştüğünü sayısız kere tecrübe ettik. STK'larda toplumsal dayanışmanın üstün örneklerini yine kadınlar ortaya koyuyor."

"Çevreye sıfır zarar ilkesiyle büyüyen şirketler eminim ki kadınların eseri olacak"

Sıfır Atık Projesi'nin, kadınlarda büyük bir karşılık bulduğuna işaret eden Erdoğan, "En çok içselleştirmenin kadınlarda gerçekleştiğini şahsen gördüm. Çünkü tabiatla kadınların manevi ilişkisi yürekten gelen bir meleke gibidir. Dolayısıyla kadın kalbinin bir yandan üretirken bir yandan doğmamış çocukların hakkını koruyacağını biliyorum. Kadınların sürdürülebilir ekonominin liderleri olacağına yürekten inanıyorum. 'Çevreye sıfır zarar' ilkesiyle büyüyen şirketler eminim ki kadınların eseri olacak. Yeter ki kadın girişimciliğini en üst seviyede destekleyelim ve hayatın kadın fikriyle yeniden yorumlanmasına fırsat verelim." diye konuştu.

Emine Erdoğan, Kovid-19 salgınının tarih sahnesine "en büyük felaketlerden biri" olarak çıktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlıktan eğitime, her alanda sarsıcı etkilerini halen yaşıyoruz. Bu etkilerin en çok görüldüğü alan ekonomi oldu. Küresel olarak kayıplarımız çok büyük. Şu bir gerçek ki bu tip krizlerin olumsuz etkileri kadın ve erkek üzerinde eşit olmuyor. Kadınlar, farklı ekonomik ölçeklerde, salgından orantısız olarak daha kötü etkileniyor. Aile içindeki görev paylaşımındaki adaletsizlik, işini evinden yürütmeye çalışan kadınların yükünü ziyadesiyle artırdı. Küresel krizlerin atlatılmasında hem sosyal hem de ekonomik iyileşme için yeni politikalar üretmemiz gerektiği çok açık. Salgının tüm olumsuzluklarına rağmen kırılgan grupların korunmasında yeni yaklaşımları doğuracağına inanıyorum. Halihazırda, ülke olarak yaşlılardan engelli bireylere kadar kimseyi geride bırakmayan insani yaklaşımımız, tarih sayfalarına geçecek niteliktedir. Şimdi tüm dünya ekonomiyi ayağa kaldırmanın yeni yollarını arıyor. İnanıyorum ki güçlü Türk kadınları, bu alanda da öncü işler yapacaklar. Güçlenen her kadının, dünyanın tüm kadınlarına katkı sağladığını gösterecekler."

"Bilgi çağı diye tanımladığımız günümüzde en büyük kıymetimiz fikirlerimizdir." diyen Erdoğan, fikirlerin tecrübelerden doğduğunu, bugün Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadınların, Anadolu'nun ne kadar büyük bir potansiyel olduğunu bir kez daha gösterdiklerini ifade etti.

Bu başarı hikayelerinin birbirine zincir gibi eklenmesi için kadın dayanışmasının önemine dikkati çeken Erdoğan, "Bir hayalini gerçekleştirmiş her kadın, henüz başka bir hayali kuran kadının rehberidir. O yüzden, başarılarıyla iftihar ettiğimiz kadınlarımızdan mentor olmayı bir misyon haline getirmelerini istiyorum. 'Birlikten kuvvet doğar' ilkesiyle birbirimizin elinden tutalım." diye konuştu.

“Artık çok daha fazla değer üreten ve güçlenen kadınlara tanık oluyoruz”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık, programda yaptığı konuşmada, kadınların yaratılışın ilk anından itibaren birçok kültürde bolluk ve bereketle özdeşleştiklerini, varlıklarının üretim ve verimin doğal işareti olduğunu, bu gerçekliğin bazı toplumlarda takdir edildiğini, bazılarında ise hak ettiği karşılığı bulmadığını söyledi.

Kadınların hayat kalitesi ve yaşam standardının, toplumların gelişmişlik düzeylerini yansıtan bir ayna olduğunun altını çizen Yanık, kadınların üretime katılmaları kadar, üretilen refahtan pay almalarının önemini vurguladı.

İş gücü piyasasında var olmanın ve ekonomik anlamda kendi ayaklarının üzerinde durmanın, Türkiye'nin şu anki şartlarında kadınlar için kolay ulaşılabilir hedefler arasında olduğuna işaret eden Yanık, şöyle konuştu:

"Kadınların çalışma hayatındaki vizyonları genişlemiş, artık kendi işlerini kurmaya ve istihdam sağlamaya yönelmişlerdir. Bu süreç, kadınlarımızın karar mekanizmalarında etkinliklerini artırmış, onların istihdama yön veren aktörler olmasına neden olmuştur. Kadınlar, artık keyfi olarak belirlenen sınırlarda kalan ve kendine verilenle yetinmesi beklenen kişiler olmaktan çıkmıştır. Toplumsal hayatımız, eşitlik ve adalet ilkeleriyle yoğruldukça kadınların da öz güvenleri artmıştır. Kadınlar artık potansiyellerini açığa çıkaracak, hayallerini gerçekleştirecek imkanlara daha kolay erişmeye başlamışlardır. Ne mutlu ki artık çok daha fazla değer üreten ve güçlenen kadınlara tanık oluyoruz. Şu çok iyi bilinmelidir ki kasıtlı olarak engellenmediği sürece her kadın bu sinerjinin bir parçası olabilir. Desteklendiğinde ise ciddi düzeyde artı değer katar."

Bakanımız Yanık, kadın girişimcilere verilen kredi desteklerinin geri dönüş oranının yüzde 95 olduğunu, sadece bu oranın bile kadınlara küçük bir destek sağlandığında bunu katma değere dönüştürme kabiliyetlerinin ne kadar yüksek olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

Bu potansiyele çok yakından şahit olduklarını ifade eden Yanık, "Üreten kadınların desteklenmesini, milli kalkınma anlayışının önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bir ülkede kalıcı refah üretmek, kadın erkek hepimizin omuz omuza çalışması ve samimi gayretleriyle mümkündür. Biz bu anlamda adaletin terazisine duyulan güveni korumak ve yüceltmekle de sorumluyuz. Çalışmaya katılım ve paylaşım noktasında sürdürülebilir bir denge kurmak zorundayız. O anlayışı korumak ve sürdürmek şüphesiz ki bizi güçlendirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"Kadın kooperatiflerini teşvik etmeye çalışıyoruz"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Yanık, ekonomik anlamda ülkeyi güçlendiren, kadınları destekleyen ve özel önem verdikleri bir başka üretim alanının da kooperatifler olduğuna işaret ederek, "Kooperatifler, kültürel anlamda çok yakın olduğumuz, tarihten taşıdığımız bir özellik. 'Birlikten kuvvet doğar' ifadesinin tam karşılığı. Kooperatif çalışmalarına katılmak, üyeleri için sermayelerinde artış, yeni pazarlara açılma gibi yeni imkanlar ifade ediyor. Bunun yanında aile ilişkilerini güçlendirme, hane içinde etkin rol alma ve bunların sonucunda da toplumsal saygınlık ve öz güvende artış sonucunu etkilediğini görüyoruz." dedi.

Bakanlık olarak 2018'de Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı ortaklığında üçlü bir protokol imzaladıklarını ve geçen günlerde de 3 yıl devam ettirmek için protokolü yenilediklerini aktaran Yanık, şöyle devam etti:

"Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İşbirliği Protokolü ile kooperatifçiliğin yerelde uygulanabilirliğini sağlamak ve uygulayıcılara rehberlik etmek amacıyla il müdürlüklerimizi de çalışmalara dahil ettik. Oluşturduğumuz Kadın Kooperatifçiliği Çalışma Grupları ile 81 ilde 2019 yılından bugüne kadar 782 çalıştay, eğitim ve bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Bu özel çabanın ürünü olarak toplamda 38 bin 834 kadınımıza ulaştık, 352 kadın kooperatifini ziyaret ettik, 496 yeni kooperatif kurulmasına öncülük ettik. Emeklerimizin meyvesini almak bizi bir adım daha ileri taşıyor. 15 Eylül'de, Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi projemizi hayata geçirdik. Dünyaya sunacağımız alternatif bir üretim ve ticaret yöntemi olarak kooperatif projelerimizle, öncelikli olarak kadın kooperatiflerini teşvik etmeye ve kooperatiflere katılımın artmasını temin etmeye çalışıyoruz. Ayrıca, konuya ilişkin geliştirdiğimiz özel politikalarla kadınların kooperatifleşme kapasitesini ve kadın istihdamını artırmak da amaçlarımız arasında yer alıyor."

Bakanımız Yanık, Türkiye'de kadınların çalışma hayatına katılımının en üst düzeyden desteklendiğini belirterek, "2019-2023 yıllarını kapsayan11. Kalkınma Planı'na göre, 2023'te yani Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında, kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 38,5'e yükselmesini hedefliyoruz. Şu anda bu oran yüzde 34 civarında." dedi.

Bakanımız Yanık, Temmuz 2021 TÜİK verileri ve temel iş gücü göstergelerine göre, istihdam edilen kadın sayının 9 milyonu aştığını kaydetti.

"İşveren kadınlar hem üretime hem de ekonomik istikrara katkı sağlıyor"

Kadın girişimciliğini teşvik ettiklerinin altını çizen Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadın girişimciliği, kadınların bilgi ve becerileriyle birlikte yenilikçi fikirlerini ortaya koydukları, kendileri adına iş yaptıkları, katma değeri yüksek bir alan. Bu alanda işveren durumu üstlenen kadınlar hem üretime hem de ekonomik istikrara katkı sağlıyor. Kadınların istihdamına doğrudan destek oluyorlar ki yapılan araştırmalar kadın girişimcilerin ilk 5 istihdam ettiği kişinin kadın olduğunu ortaya koyuyor. Kadın girişimciliği, dünya çapında genişleyen rekabet ortamında yaratacağı yeni fırsatlardan dolayı ekonomik büyümeye ivme kazandıracak bir etken olarak kabul görüyor. Bu süreçte ülkelerin küresel düzeyde rekabet etmesini kolaylaştıran kadın girişimciliğinin önünün açılmasında, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının ne kadar önemli ve bu birlikteliğin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Yanık, 2018-2023 dönemini kapsayan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın ekonomi bölümünde yer alan "Kadın girişimciliğinin geliştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasını yaygınlaştırarak kadınların ekonomik konumlarının güçlenmesinin sağlanması." stratejisine öncelik verdiklerini ve çalışmalarını bu hedef doğrultusunda yürüttükleri vurguladı.

Yanık, kadınların istihdama katılımını kolaylaştırmak ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla Bakanlık politikalarına eşlik eden süreçte diğer kamu kurumlarıyla da çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

2021 Ağustos sonuna kadar 2 milyon 323 bin 775 kadının İŞKUR'un Aktif İş Gücü Piyasası Programları'ndan yararlandığını aktaran Yanık, kurumun kendi işini kurmak isteyen kadınlara özel hizmetler de sunduğunu, Girişimcilik Eğitim Programları ile 2007'den 2019 sonuna kadar 215 bin 658 kadına eğitim verildiğini kaydetti.

KOSGEB'in uyguladığı İleri Girişimci ve Geleneksel Girişimci Destek Programı kapsamında kadın girişimcilere performans desteği olarak 5 bin lira ek ödeme yapıldığını aktaran Yanık, KOSGEB Girişimcilik Destekleri'nden faydalanarak işini kuran girişimcilere sunulan KOBİ Finansman Destek Programı kapsamında kadın girişimciler için kredi üst limitlerinin 20 bin lira kadar daha yükseltildiğini belirtti.

Üreten Kadınlar Projesi'nin verimli ve kadınlara faydalı bir proje olduğunun altını çizen Bakanımız Yanık, "Kadın girişimciliğini geniş bir yelpazede teşvik eden bu proje, ülkemizin 7 bölgesine yayılmış kapsayıcı bir projedir. Bu haliyle erişilebilirliği ve faydası da ileri düzeyde olacak. Sonuçlarını da bu anlamda büyük bir heyecanla bekliyoruz. Halkbank, tecrübesi ve vizyonunda kendi işini kuran veya kurmak isteyen kadınlarımızın yarattığı sinerjiyi doğru kanalize etmiş durumda. Böylelikle ülkemizin istihdam ve girişimcilik çıtasının yükselmesine katkı sunmuş oluyorlar." şeklinde konuştu.