Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya, "Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi"nin kapanış toplantısına katıldı.
Bakan Kaya konuşmasına, Adana'daki hain terör saldırısında ve Fırat Kalkanı Operasyonu'nda şehit olanlara rahmet, yaralılara şifa dileyerek başladı.
Bir insan hakkı ihlali olan kadına karşı şiddetin, kadın erkek arasında adil olmayan güç ilişkilerinin bir yansıması olarak bütün dünyada varlığını sürdürdüğünü belirten Bakan Kaya, farklı düzeylerde yaşanıyor olsa da şiddetin, ağır bir toplumsal sorun olarak bütün dünyanın gündeminde olduğuna dikkati çekti.
Bakan Kaya, şiddet sorununun, kadınla birlikte aileyi, çocuğu, engelli ve yaşlıları da içine alan bir insanlık sorunu, kadının yaşama, kendini güvende hissetme, eğitim, iş ve sosyal hayata katılma gibi haklarını ve aktivitelerini elinden alan bir olgu olduğunu bildirdi.
Kadının aile içinde ve toplum hayatında baskıya uğramadığı bir toplumun güçlü toplum olduğunu vurgulayan Bakan Kaya, "Güçlü aile yapıları inşa etmek, güçlü toplumlar oluşturmak istiyorsak eğer, tarihi ve kültürel değerlerimizi de yaşatarak kadına bakış açımızı korumak zorundayız. Çünkü kültürümüzde kadının yeri son derece saygın ve değerlidir" diye konuştu.- "Araştırmalar her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığını gösteriyor"
Sıklıkla karşılaşılan şiddet türünün kadının aile fertlerinden gördüğü şiddet olduğunu anlatan Bakan Kaya, aile kurumunu mercek altına almadan, aile birliğinin temelleri konusundaki sıkıntıları dikkate almadan, bu sorunun üstesinden gelmenin mümkün olmadığına işaret etti.
Bakan Kaya, "Aile içi şiddet diyoruz. Çünkü kadın dışında ailenin diğer fertlerine yönelik bir şiddet varsa bunları da birlikte değerlendirmek zorundayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri gibi 'Şiddet bir insanlık suçudur'. Kimden ve nereden gelirse gelsin asla kabul edilemez" dedi.
Son 14 yıl içerisinde kadına yönelik şiddetle mücadelede hukuki iyileştirmeler, farkındalık çalışmaları, ekonomik destek politikalarıyla önemli mesafeler kat edildiğine dikkati çeken Bakan Kaya, geçmişle mukayese edildiğinde bu alanda güçlü bir hukuki zemin bulunduğuna değindi.
Bakan Kaya, toplumların ekonomik açıdan gelişmiş olmasının, tek başına şiddeti ortadan kaldıran bir sonuç doğurmadığını aktararak, AB üyesi 28 ülkede yapılan araştırmaların her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığını gösterdiğini, Türkiye'de de durumun farklı olmadığını vurguladı.
Bakanlık olarak "şiddete karşı sıfır tolerans" anlayışıyla kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini anlatan Bakan Kaya, kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesinin de aynı anlayışla sürdürüldüğünü bildirdi.
Bakan Kaya, şöyle devam etti:
"Bu anlayışla, 2016-2020 yıllarını kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 3.Ulusal Eylem Planı tüm tarafların işbirliği ve koordinasyonunda hazırlanmıştır. Bu planla mevzuat düzenlemeleri, farkındalık yaratma ve zihniyet dönüşümü, koruyucu ve önleyici hizmet sunumu ve şiddet mağdurlarının güçlendirilmesi, sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve uygulanması ile kurumlar arası işbirliği ve politika geliştirme alanlarında iyileştirmeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz."- "81 ilimizde İzleme ve Değerlendirme Komisyonları kurduk"
Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi'nin, bakanlığın şiddet konusuna evrensel bakışının yansıması olan bir proje olduğunu, Aralık 2013’te başlayan ve gelecek ay sona erecek projeyi AB ile birlikte gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Kaya, projenin Türkiye'deki kadınların haklarının korunmasına katkı sağlamayı amaçladığını söyledi.
Bakan Kaya, şunları kaydetti:"Proje kapsamında yer alan 26 ilimizde mevcut durum analizleri ile eğitim ihtiyacı analizleri çıkarılmış ve 3. Ulusal Eylem Planı ile uyumlu İl Eylem Planları tamamlandı. Böylece başlattığımız topyekün seferberliği, yerel ölçekteki izleme ve değerlendirme mekanizmaları ile daha da güçlendirdik. Koordinasyon görevinin yerel düzeyde etkin bir şekilde yapılması için 81 ilimizde İzleme ve Değerlendirme Komisyonları kurduk. Altı ayda bir toplanan komisyonlar, uygulama tecrübesi ışığında getirdikleri çözüm önerileriyle sürece katkı vermektedir."- "Aile İçi Şiddetle Mücadele Hukuk Klinikleri" düzenlendi
Aile içi şiddete karşı verilen mücadele kapsamında yapılan çalışmalara değinen Bakan Kaya, şiddetle mücadelede, teknik araç ve yöntemlerin kullanılması ve mağdurların etkin bir şekilde korunmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Bakan Kaya, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulu elektronik izleme ve elektronik kelepçe cihazlarının kullanıldığı sistemin, şiddet uygulayanla şiddet mağdurunun birlikte izlenmesine imkan tanıdığını, Adalet Bakanlığı, Ankara Üniversitesi ve Ankara Barosu arasında imzaladıkları protokol doğrultusunda, "Aile İçi Şiddetle Mücadele Hukuk Klinikleri" düzenlendiğini anlattı.
Proje kapsamında her sektör için ayrı olmak üzere eğitim materyali oluşturulduğunu belirten Bakan Kaya, "İlgili bakanlık ve kurumlarla yaptığımız protokoller kapsamında bugüne kadar 71 bin polis, 65 bin sağlık personeli, 47 bin din görevlisine eğitim verilmiş, 326 aile mahkemesi hakimi ve cumhuriyet savcısının katılımıyla seminerler düzenlendi. Milli Savunma Bakanlığı ile yaptığımız işbirliği kapsamında yaklaşık 34 bin Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile 464 bin er ve erbaşa eğitim verildi" bilgisini paylaştı.
Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi'nin başlıca hedeflerinden birinin şiddet mağduru kadınlara sağlanan desteği arttırmak olduğunu dile getiren Bakan Kaya, etkili yönlendirme ve destek için konukevlerine ilişkin koordinasyon, denetim ve izleme sistemlerini geliştirdiklerini bildirdi.
Bakan Kaya, kadına karşı şiddetle mücadele kapasitelerinin güçlendirilmesi için 11 ildeki 19 sivil toplum kuruluşuna hazırladıkları projeleri için hibe desteği sağlandığını vurguladı.
Çocukları en ideal, en güzel şekilde eğitmek gibi kutsal bir görevi ifa eden tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Gününü de kutlayan Bakan Kaya, şunları kaydetti:"Şiddetle olan mücadelemizde en büyük gücümüz eğitim, en büyük destekçilerimiz de çocuklarımızı yetiştiren sevgili öğretmenlerimizdir. Şiddete karşı sürdürülen uzun soluklu mücadelede öğretmenlerin çocuklara verecekleri doğru mesajların, bu mücadelenin başarıya ulaşmasında hayati bir öneme sahiptir."
Bakan Kaya, kadının her alanda hak ettiği düzeye yükselmesi ve kadına yönelik şiddetin son bulması temennisinde bulundu.- "Dünyanın her yerinde erken yaşta evlilikleri görüyoruz"
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger de projenin, kadınlara, çocuklara karşı uygulanan şiddetin önüne geçebilmek için katkıda bulundukları en önemli projelerden biri olduğunu belirtti.
Berger, "Avrupa Birliği'nde de her üç kadından ya da kız çocuğundan biri şiddete maruz kalıyor. Orada da çok büyük bir problem var. Dünyanın her yerinde erken yaşta evlilikler ve erken yaşta doğum problemlerini görmeye devam ediyoruz. Özellikle çatışma alanlarında şiddeti görmeye devam ediyoruz" ifadesini kullandı.
Avrupa Birliği'nin Türkiye ile kadınlara ve kız çocuklarına uygulanan şiddeti ortadan kaldırmak için birlikte çalışmasından dolayı büyük memnuniyet duyduğuna dikkati çeken Berger, gelecekteki projelerle bunun güçlendirilmesini istedi.- "Acil yardım hattı kullanımı etkin hale getirildi"
Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Emine Döğer, proje kapsamında kadın dayanışma merkezleri ve sığınma evleri kuruluşlarına destek sağlandığını, acil yardım hattı kullanımının etkin hale getirildiğini söyledi.
Döğer, sağlık, adalet, emniyet alanlarında ve kadın sığınma evlerinde çalışan personele eğitimler verildiğini, kadına karşı şiddetle ilgili çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarıyla merkezi ve yerel yönetimler arasında iş birliğini artırıcı faaliyetlerin yürütüldüğünü aktardı.
Faaliyetlerle şiddete uğrayan kadınlara destek hizmetleri veren farklı kurumların koordinasyonunun sağlandığını anlatan Döğer, eğitim müfredatlarının sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlandığını belirtti.
Etkinliğe, Kadının Statüsü Genel Müdürü Gülser Ustaoğlu ve davetliler de katıldı.